Kuzey salona gidip kendine sert bir içki aldı ve doğruca pencere kenarındaki koltuklara yöneldi. Gözlerini kırpmadan karanlığı izledi bir süre. Bu gece yaşananlar beklentilerinin üzerindeydi. Bu gece ürkek bir güvercinle çıktığı yolda o güvercinin nasıl da kanat açtığını görmüştü. Ürkekliğini üzerinden sıyırıp atıvermiş tamamen ve inanılmaz bir değişim göstermişti. Kendinden emin gülümsemeleri, uzanıp ona sarılmalarını anımsayınca gözlerini kapattı. Dudaklarının tadı hâlâ dudaklarında, ışıl ışıl gözleri göz bebeklerindeydi. O elbiseyle onu bu salonda tam da şu an olduğu yerde gördüğü anda bir şeylerin değiştiğini fark etmişti.
Asya içinden geldiği gibi davranmış, ona güvenmesi için inanılmaz bir çaba harcamıştı. Az önce kurduğu cümleleri onun ağzından duymak içini parçalamıştı ama bütün gece boyunca oradaki herkesi özellikle erkekleri kendine hayran bırakmıştı. Üvey annesinin iğneleyici sözlerinden kendini sakınmış, ona cevap verirken bile âşık bir kadın gibi direnmişti. Titreyen ellerini sık sık avuçlarına bırakmıştı. Yanlış yapıp yapmadığını anlamak istercesine sık sık o eşsiz gözleriyle ona bakmıştı.
Asya geceyi mutlak bir zaferle bitirmişti ve onun amacına hizmet etmişti. Yine de onu inciten bir şey olmuştu. Bunu gözlerinde görmüştü. Elinden kelebek gibi kayıp odasına giderken ağladığından emindi. Onun boş hayallere kapılmasına izin vermemesi gerektiğini tekrarladı kendine. Asya, küçük ürkek güvercini çok daha iyisini hak ediyordu.
"Benden daha iyi bir adamı hak ettiği kesin." diye mırıldandı.
Ayağa kalkıp bardağı masaya bıraktı ve odasına çıkmak için merdivenleri çıkmaya başladı. Asya'nın odası önünde bir an durup ona iyi olup olmadığını sormak istedi, sonra ani bir kararla vazgeçip odasına girdi. Bu gece başarıyla atlatılmıştı. Asya kendini ispat etmiş, bu oyunda ben de varım demişti cesaretle. Endişelenmesi yersizdi artık. Yarın ilk iş olarak Yalçın'ı eve çağırıp birkaç küçük ayrıntıyı yerine getirmesini isteyecekti. Bu sayede karısı ile daha fazla yalnız kalmış olmayacaktı. Ondan mümkün olduğunca uzak kalmaya dikkat etmesi gerekiyordu. Aralarındaki mesafe ikisi için de en iyisi olacaktı. O, kırılgan ve masum bir kızdı. Hâlâ bir tarafı çocuk kalmıştı yaşayamadığı yığınla şeyden sonra. Duygularını karıştırmasını istemiyordu. Gördüğü ilk adama özellikle kendine kapılmamalıydı. O, sığınacak bir liman arıyordu kendisi ise liman olmaktan ziyade daha çok bir enkazdı. Asya'yı kendinden bile korumak onun sorumluluğundaydı.
Yatağa uzandığında onun gece boyunca ne kadar güzel olduğunu düşündü yeniden. Sıcak, sevgi dolu ve güneş kadar parlak. Yanında bir ışık seliyle yürüdüğünü düşünmüştü insanlar gözlerini ondan alamaz gibi bakarlarken. Sürekli onu gözetmek zorunda kalmıştı yanından ayrıldığında. Bu geceyi fiyaskoya çevirecek bir hata yapıp yapmadığını kontrol etmişti ama genç kız bu geceyi tam anlamıyla bir zafere çevirmişti. Bunun farkında olduğunu sanmıyordu Kuzey. Ona sert davranmış, doğru düzgün konuşamamıştı bile onunla. Öfkeyle yastığı kenara fırlattı.
"Bu tür zayıflıkların zamanı değil. Bir de üstelik şimdi iadei ziyaret olayı var. Tanrı'm bunu nasıl söyleyebildi ki. Ne düşünüyordun ki Asya? Lanet olsun!" diye homurdandı.
Uyuyabilmek için uzun süre çaba gösterdi. Gecenin ilerleyen saatlerinde odadan çıkıp mutfağa inerken genç kızın odasından gelen sesleri duyunca bir an olduğu yerde kaldı. Ağlıyordu. Bu sesler boğuk hıçkırıklardı. Asya ağlıyordu. Kapıyı çalmak için elini kaldırdıysa da vazgeçti. Bu, yanlış anlaşılmalara neden olurdu ve bunu istemiyordu. Üzüntü ve öfke karışımı bir küfür savurdu içinden. Aşağı inmekten vazgeçip yeniden odasına döndü.Ertesi gün uyanıp aşağı indiğinde mutfakta hazırlanmış kahvaltıyı gördü. Etrafta Asya'dan iz göremeyince yukarı çıkıp kapısını çaldı. Cevap yoktu. Yeniden aşağı indiğinde gördü buzdolabı üzerindeki notu. Düzgün bir el yazısıyla aceleyle yazılmış kısacık bir nottu bu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Giderken...
عاطفيةSanki ben camdan bir vazoyum da birileri üzerimden tüm örtülerimi sıyırmış...açıkta kalmışımda ufacık bir sarsıntıda düşüp kırılacakmış gibi. Benim bıraktığım her şey bir başkasına yuva olmak için hazır artık.