O geceden sonra Asya daha sessiz, daha içine kapanık bir tavır sergilemeye başladı. İyileşme dönemini yatak odasında geçirmek yerine sık sık bahçede zaman geçirerek tamamladı. Vücudundaki yaraları kabuk bağlayıp yok olmaya yüz tutmasına rağmen kalbindekiler hep taze kaldı. Kuzeyle mümkün olduğu kadar az konuşuyordu artık, eskisi kadar gülümsemiyordu. Sanki bütün heyecanını, enerjisini tüketmiş gibi garip bir sakinlikle sıradan sohbetlerde belki bir iki cümle kuruyordu. Onun bakışlarının sık sık üzerinde odaklandığını hissettiğinde ürperiyor, bir bahane ile oradan uzaklaşıyordu. Aralarında bir süre önce kurmaya başladıkları arkadaşlık kaybolmuştu. Mecbur kalmadıkları sürece bir araya gelmemeye çalışarak geçirdikleri son iki hafta boyunca Asya sessizliğini özenle korumaya çalıştı. Artık sormuyor, gülümsemiyor, gözleri parlamıyordu. Değişmeyen tek şey Kuzey'i her gördüğünde kalbinde başlayan koşturmaydı. Buna engel olamayacağını bildiği için onunla karşılaşmalarını en aza indirgemeyi tercih ediyordu.
Genç adamın birkaç kez Nihan konusunda yapmaya çalıştığı ve onunla ilgili olarak yaşanan gelişmeleri anlattığı açıklamalarını büyük bir soğukkanlılıkla dinleyip teşekkür etmesine rağmen aslında bunların hiçbirini önemsemediğini biliyordu. O çok daha önemli bir şeyi kaybetmişti, kalbini.
Bütün benliği ile sevdiği adamdan uzak durabilmek için gösterdiği çabalar işe yaramaya başlamış, son haftalarda ona karşı nazik ve düşünceli olan Kuzey gün geçtikçe daha düşünceli, daha öfkeli bir hale bürünmüştü. Okulun tatil olması nedeni ile zamanının çoğunu evde geçirmek zorunda kalan Asya onun işe gittiği zamanlarda kısa sürelerle dışarıya çıkıyor ancak nereye gittiği konusunda bir şey söylemiyordu. Sessizdi. Korkutacak, tedirgin edecek kadar sessiz.
Bir akşam Kuzey'in öfkeli sesi salonu doldurduğunda bu sessizlik gerginlikle bütünleşti. Evde ikisinden başka kimsenin olmaması artık Asya'yı tedirgin etmiyordu. Kuzey ona gün içinde neler yaptığını sormuş, kısa ve anlamsız cevaplar aldığında deliye dönmüştü yemek masasında.
"Bunu bilerek mi yapıyorsun Asya? Amacın beni kızdırmak ve seni serbest bırakmamı sağlamak mı?Söylesene ne istiyorsun delireyim mi? Bu seni mutlu eder mi?"diye öfkeyle ayağa kalktığında Asya yerinden kıpırdamadan ellerini birbirine kenetledi.
"Hayır, seni kızdırmak gibi bir niyetim yok.Seni delirtmek falanda istemiyorum"diye mırıldandı bakışlarını kaçırarak.
"O zaman ne? Bu beni deli eden sessizliğin anlamı ne? Sana ne oldu Asya? Bütün bu tavrının nedeni Nihan'ın yaptıklarıysa, korkuyorsan konuş benimle artık güvendesin, sana zarar veremez."
Asya gülümsedi alaycı bir şekilde.
"Haklısın. Onun bana geçen aylar boyunca da zarar veremeyeceğini düşünmüş olmam ne acı."
"Benimle bu şekilde konuşma Asya?"
"Nasıl konuşmalıyım Kuzey?"
"Asya..."
"Ben odama çıkıyorum. Bugünkü eğitim bittiyse ve söyleyecek bir şeyin yoksa..."
"Böyle kaçıp gidemezsin."
Asya dönüp ona baktı.
"Kaçacak yerim yok Kuzey. Farkında mısın bilmiyorum ama bana kaçacak bir yer bırakmadın. İyi geceler..."
Kuzey onun arkasından bakarken öfkeyle burnundan soluyordu. Ona ulaşamamak deli ediyordu. Küçük karısının geçirdiği değişim onu şaşkınlığa sürüklerken içinde hissettiği garip panik duygusuyla huzursuzluğu öfkeye dönüşmeye başlamıştı. Hızlı adımlarla merdivenlere yöneldi, öfkeyle kapıyı çaldı.
"Asya konuşmamız gerek. Aç kapıyı."
Sessizlik...
"Konuşmak zorundayız Asya, böyle devam etmekten nefret etmeye başladım."
Sessizlik...
Tam yeniden kapıya vurmaya hazırlanıyordu ki kapının aralandığını görerek elini indirdi. Asya dağılmış saçları ve kızarmış gözleriyle karşısında duruyordu. Onu böyle gördüğünde yutkundu.
"Ağladın mı sen?" diye mırıldandı boğuk bir sesle. Ona sarılmak istediğini hissedip bir adım ilerledi. Asya'nın gerilemesini gördüğünde ise olduğu yerde dondu kaldı.
"Ne konuşacağız Kuzey?" diye mırıldandı Asya cansız bir sesle.
"Buna dayanamıyorum Asya. Ben arkadaşımı geri istiyorum. Her şey için senden defalarca özür diliyorum."
"Arkadaşlar birbirine dürüst olurlar Kuzey, biz bunu başaramadık. Neden her şeyi daha kötü yapıyorsun, bana neden bu şansı vermiyorsun?"
Kuzey daha fazla dayanamayarak ona doğru ilerledi. Saçlarına dokundu dalgın bir şekilde. Parmakları yüzünde dolaşırken Asya'nın gözlerini kapatıp nefesini tutuşunu izledi.
"Beni korkutuyorsun küçük karım." diye fısıldadı.
"Beni kendimle girmemem gereken bir savaşın içine sürüklüyorsun. Benden ne istiyorsun Asya?"
Asya tuttuğu nefesini yavaşça bırakarak gözlerini araladı. Çok yakındılar.
"Ben senden bir tek şey dışında hiçbir şey istemedim." diye fısıldadı genç kız.
"Ne? Söyle."
"Sadece sen."
Kuzey acıyla gözlerini kapatıp ona sarıldı sımsıkı. Yüzünü saçlarına gömüp derin bir nefes aldı.
"Sana bunu yapamam meleğim."
"O zaman benden uzak dur Kuzey. Bırak bendeki seni yine ben yok edeyim. Daha fazla anı verme. Daha fazla acı demek bu. Ne kadar az anımız olursa o kadar az acım olacak."
Kuzey onun söylediklerini duymuyor gibi iki eliyle yüzünü avuçlarına alıp gözlerine baktı. Bakışları dudaklarına indiğinde sanki kendini kontrol edemiyor gibi eğildi. Bu gözler yalvarırcasına bakan bu gözlere nasıl karşı koyabilirdi ki...
"Keşke senden uzak kalabilmeyi başarabilsem." diye fısıldadı.
Sıcak nefesi yüzüne değdiğinde Asya gözlerini kapayıp ona karşılık vermek için parmaklarının ucunda yükseldi. Dudakları sıcak, özlem doluydu genç adamın. Buna karşı koyamadı. Nefes nefese ondan uzaklaştığında gözlerindeki yaş yanaklarında ince bir yol çizmişti. Uzanıp genç adamın yüzüne dokundu.
"Git." diye fısıldadı.
"Yarın benimle dışarı çık. Sadece ikimiz." diye aynı fısıltıyla karşılık verdi Kuzey. Ona sarılmayı bırakmamıştı hâlâ.
"Kuzey..."
"Lütfen. Bunu hiç yapmadık. İkimize ait özel bir akşam."
"Tamam."
"Bu kez sadece benim için hazırlan."
Asya sessizce başını salladı ve Kuzey onu son bir kez öpüp odadan çıktığında Asya hıçkırıklara boğuldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Giderken...
RomanceSanki ben camdan bir vazoyum da birileri üzerimden tüm örtülerimi sıyırmış...açıkta kalmışımda ufacık bir sarsıntıda düşüp kırılacakmış gibi. Benim bıraktığım her şey bir başkasına yuva olmak için hazır artık.