•Okumaya başladığınız tarihi yoruma bırakır mısınız?🌈
---
Sanem ve Can, dile kolay bir yılı birbirlerinden bihaber geçirdikten sonra ansızın, hiç umulmadık bir yerde karşılaşmışlardı. Uzaklara dalmış Sanem'i hiç beklemediği, hiç aklına gelmeyecek bir anda karşısında bulan Can ne yapacağını bilememişti. Bir yıl öncesine kadar spontane geçmiş olan hayatına rağmen, o an atacağı tek bir adım bile büyük bir karar olabilirdi. Duraksadı. Düşündü. Ya Sanem'e yaklaşacaktı, ya da hiçbir şey olmamışcasına arkasını dönüp gidecekti. Gitmedi. Yüzünü, gülüşünü, bakışını, ama en çok da herkesten farklı olan o kokusunu özlediğini fark etti. Burnunun direği sızladı. Ne olursa olsun gidemedi. Bu zamana kadar ne kadar gururlu olduysa, şimdi o gurur denilen hissi ezip Sanem'e gitmeliydi. Ve istediği o an yaşandı. Sanem'in gözleri Can'ın gözlerine kilitlendi. Sanem gözlerine inanamadı. Can'ın aylar önceki haline göre bambaşka olan halini görünce "Acaba haksızlık mı ettim?" diye düşündüyse de o saniyelik düşünceyi zihninden attı. Arkasına bile bakmadan, sevdiği adamdan gözlerini kaçırıp Can'dan uzaklaştı. Can'ın çaresiz, bitkin o sesini duydu. "Eğer arkanı dönersen yenilirsin." dedi kendine. Yürüdü, ne olursa olsun gitmesi gerektiği düşüncesindeydi. Can hala Sanem'e sesleniyordu. Tınısını sevdiği o güzel sesini duymak istiyordu, o an için imkansızdı belki ama kokusunu içine çekmek istedi. "Sanem kokusunu değiştirmiş midir?" düşüncesi kapladı zihnini. Gözleri doldu. Uğruna adeta savaştığı o kokuyu değiştirdiyse ne yapacaktı? Sanem bunu yapar mıydı? Sanem arkasını döndü, yine o inanılmaz çekim yaşandı. Can Sanem'e yaklaştıkça Sanem'in kalp atışı hızlanıyordu. Can duyacak endişesiyle kendini dizginledi. Can'ın kendisine uzanan eline baktı. Korkuyordu. O kötü krala kapılmaktan, geçen 365 günün ardından tekrar ona sığınmaktan korkuyordu. Usulca çekti elini. "Neden buradasın?" dedi Can'a. Gerçekten, neden dönmüştü, neden buradaydı? Zihnine iğne gibi batan yüzlerce soruyu Can, gitmeden önce cevaplamak istemişti, cevaplamıştı da. Ama Sanem, kocaman bir tuzağın içine düşüp kaybolmuştu. Kalbini değil aklını dinliyordu. İlk defa kalbini dinlemiyordu. Çünkü eğer kalbini dinlerse Can'a sarılacağını, onu hiç bırakmayacağını farkındaydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüdüanka ile Albatros
Fanfictionİki insanın bir araya gelmesi o kadar çok şeyi anlatır ki. Mesela bir insana malını verebilirsin, mülkünü, paranı ve hatta bedenini bile. Mühim olan nedir? Mühim olan bütün bunlar bir yana; kalbini verebilmektir, aşkını verebilmektir. Verdiğin beden...