•Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba! Ancak yine bir süre daha bölüm gelemeyecek. Umarım sizi tatmin eden bir bölüm olmuştur, sevgiler.😘
Yorumlar ve oylar fazla olursa bölümü en erken zamanda yazabilirim belki.😉Huzur gerçekten böyle bir şey miydi? Kalbinle beraber bedenini sarıp sarmalayan bir çift kolla mı sağlanıyordu? Galiba huzur tam olarak içimin dolup taştığı bu duyguydu. Üflediği nefesle yüzümü okşayan, kollarını belime sararak beni, mümkünmüş gibi, kendine daha da yaklaştıran bu adam hissettiriyordu bana huzuru. Uykulu halimden kurtulup bakışlarımı Can'ın yüzüne çevirdiğimde kapalı gözleri ve muntazam yüz hatları odağıma girdi. Düzenli nefes alış verişlerini yüzümdeki gülümsemeyle takip etmeye başlarken başımı Can'ın göğsüne yaslayıp kalp atışlarını dinlemeye odaklandım. Belimdeki eli sırtıma doğru hareket ederken bakışlarım gözlerine tırmandı ve Can'ın gözlerini yakaladı. Saçlarımın arasına minik birkaç öpücük kondurduktan sonra dudakları yukarıya kıvrıldı. "Günaydın..." dedi uykulu olan sesiyle. "..birtanem."
"Günaydın." dedim Can'a bakarak. 'Günaydın.' mı sadece? Az önce adamı izlerken eriyen bendim zaten. İnsan hayatım der, bir şey der. Kafa sesim miydi o?
"İyisin değil mi?" dedi gözlerini gözlerime kilitledikten hemen sonra. Bakışlarımın dernliklerine kadar dalmaya çalışır gibi bir hali vardı. Adam uyanır uyanmaz sana halini hatrını sorsun, bakışlarıyla bir şeyler anlatsın; sen de düz bir 'Günaydın' de. Aferin Sanem!
"Sen sussana bi!" diyerek bağırdığımda Can'ın bakışları değişmişti ve bana anlam veremeyen gözlerle bakıyordu. "Sana demedim hayatım. İyiyim, sen iyi misin?" dedim bozuntuya vermeyerek.
"İyiyim, sen iyiysen çok iyiyim." Yanağıma derin bir öpücük bıraktığında içimde dolup taşan aşkla gülümsedim.
Yatakta doğrulup kalktığımda Can'ın sorgulayıcı bakışlarının üzerimde gezindiğini hissediyordum."Kahvaltı hazırlayayım." dedim saçlarımı toplarken.
"Hazırlama. Çocukları alalım, dışarıda yapalım bugün kahvaltıyı." Can'a döndüğümde yataktan kalkmış olduğunu ve dolaptan kıyafet çıkardığını gördüm. "Bilmem ki," diyerek mırıldandım.
"Hadi sen hazırlan," Üzerini değiştiriyordu. "Ben de sen hazırlanırken çocukları hazırlayayım, sonra hemen çıkalım."
"Tamam, olur." dedim ve dolaba yöneldim.
🌈
Tüm günü güzel ailemizle beraber geçirip yorgun argın eve dönmüştük. Bende hal kalmamıştı, haliyle çocuklarda da. Can'ı böyle durumlarda hiç saymıyorum bile. Sayma sayma, adam sizin için çabalıyor sadece. Evet, bizim için çabalıyor. Ama dinlenmek onun da hakkıydı, zorla da olsa... Çocukları yatırdıktan sonra Can duş almak istediğini söylemişti ve ben de o duştayken çay demleme kararı almıştım. Çayı bardaklara doldurup odaya çıktım ve bardakları bırakıp yatakta oturan Can'a yöneldiğimde çocukların odasının kapısının kapalı olmasına rağmen Hayal'in aniden başlayan ağlama sesi doldu kulaklarıma. Huzurlu anlarımız olduğu kadar tadımızın kaçtığı anlar da oluyordu ve işin garibi şuydu ki: Alışmıştım. Gözlerim Can'ın gözleriyle buluştu ve birkaç saniye boyunca birbirimize endişe ve tereddüt dolu gözlerle baktıktan sonra Can, yataktan kalkıp hızla çocukların odasına girdi. Kısa bir süre duraksasam dahi peşinden odaya ben de girdiğimde karşımdaki manzara, göz dolduran cinstendi. Minik elleriyle gözlerini ovuşturan Hayal ve tüm şefkatiyle minik prensesine sarılan Can... "Anne!" diyerek hıçkırmaya başlamıştı Hayal. O anda yüreğimin ortasında bir fırtına kopmuş ve yüreğimi tuzla buz etmişti. Odanın kapısında öylece dikilip kalmıştım, bedenim buz kesmişti. Ayaklarım beni geri geri götürmeye çalışırken hiçbir şey yapamayacak duruma ulaşmıştım. Hayal'in hıçkırıkları kulaklarıma dolarken içimi titretiyordu ama burada dikilmekten başka hiçbir şey yapmıyordum! Can Hayal'i kucağına alıp saçını okuyordu, Hayal'i sakinleştirmek için her şeyi yapacaktı ve ben işte buna emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüdüanka ile Albatros
Fanfictionİki insanın bir araya gelmesi o kadar çok şeyi anlatır ki. Mesela bir insana malını verebilirsin, mülkünü, paranı ve hatta bedenini bile. Mühim olan nedir? Mühim olan bütün bunlar bir yana; kalbini verebilmektir, aşkını verebilmektir. Verdiğin beden...