[bölüm 43 - aşkın kanunu]

1.3K 100 29
                                    

"Yıldızlı olanı..."

Can gülümsedi. "Çocuklar anlattı değil mi?"

"Can." Sanem Can'ın sakallarını okşamaya başladı parmaklarının uçlarıyla. "İyi olmanı istiyorum."

"İyiyim Sanem, iyiyim." Sesi yorgun çıkıyordu ama belli etmemek için uğraşıyordu.

"Özledim seni." Başını Can'ın göğsüne yasladı. "Bana yer var mı burada?"

"Nerede?" dedi Can Sanem'in saçına öpücük kondurduktan sonra.

Sanem elini Can'ın kalbine yasladı. "Burada..."

"Orası senin zaten Sanem."

Sanem gülümseyerek başını Can'a çevirdi. Kirpiklerinin örttüğü yorgun bakışları Sanem'in odağına girmişti ve Can ne yaparsa yapsın bazı şeyleri herkesten saklasa bile Sanem'den saklayamıyordu. Aylar boyunca çocuklarıyla uğraşmış, kendini yok saymış ama ayakta durmak için fark etmeden çaba göstermiş olan bu yorgun adam bu yorgunluğunu nasıl geçirecekti? Kalbindeki acıyı Sanem'in dönmüş olmasına rağmen nasıl dindirecekti? Odasında yalnız başına geçirdiği uykusuz gecelerini nasıl unutacaktı? Tüm bu soruların birinin dahi cevabı yoktu Can'da. Sanem çabalayacaktı, üstelik bunu Can onun için çabaladığı için değil, içinden geldiği için yapacaktı. Eskisi kadar mutlu olamayacaklardı belki, istediği gibi bir ilişkileri olmayacaktı belki ama Sanem ne pahasına olursa olsun çabalayacaktı.

"Seni çözemediğimi söylemiştim ya sana. Sanırım hiç çözemeyeceğim ama yine de ne olursa olsun çabalayacağım. 'O kadar çözemedim ki seni, karmakarışık bir düğüm gibi kaldın içimde.' demiştin bana sen, şimdi ben gün geçtikçe daha da sıkılaşan o düğümü çözmek için inat edeceğim, yılmadan."

Can gözlerini Sanem'in gözlerine çevirdi. Hiçbir şey söylemiyordu, sadece bakıyordu Sanem'e. Belki de sözcükleri tükenmişti, hatta kendisi tükenmişti.

"Can, bana her şeyi anlatacağın günü bekliyor olacağım ben. Unutma olur mu? Unutma."

Can'ın zihninde o kaza dönüp duruyordu ki şimdi Sanem'in basitçe kurduğu bu cümle Can'ı yeniden bir çıkmaza sürükleyecek potansiyeldeydi.

"Senin ilacın bendim, hala benim. Unuttun mu?" Can'ın bu sözleri Sanem'in kulağına dolan en güzel şarkıydı bu anda.

Can devam etti sözlerine. "Unutamazsın. Sen beni ölsen bile unutamazsın."

Can Sanem'in alnına derin bir öpücük kondurduktan sonra Sanem'in başını yavaşça yastığa yasladı. Ardından gözlerini kaçırarak yataktan kalktı.

"Can?"

Can tek bir tepki vermeden odadan çıktığında Sanem arkasından bakakaldı. Yanına gitse ne yapacaktı? Gitmese ne yapacaktı? Öylece baktı, kaldı. Derin bir nefes alıp ciğerlerine doldurduktan sonra yataktan kalkıp Can'ın peşinden gitti. Can bahçeye çıkıp hamağa oturdu ve bakışlarını anında yanında biten Sanem'e çevirdi. Yine sustu, konuşmadı, hiçbir şey söylemeden öylece baktı Sanem'e. Sanem hamağa yönelip oturmaya çabaladığında hamağın dengesi bozuldu ve Can'a sıkıca tutunarak yere düşmekten kurtuldu. Ancak bu kez de Can'ın üstüne düşmüştü. "Tut beni!" diyerek bağırdı Sanem anlık tepkiyle.

"Tuttum bile seni." Can gülerek Sanem'in belini sıkı sıkı sardı. "Bırakır mıyım sanıyorsun?"

"Bırakmazsın değil mi?" Sanem'in sesinde can alıcı bir tonlama vardı.

"O bir kere olur, istisnai bir durum." Can'ın içindeki buzlar çözülüyordu ve sanki yüreğindeki cam parçaları birer birer çıkıyordu. Biri gelip o camları çıkarıyor ve acısını dindirmek için uğraşıyordu. O biri, Sanem'di. Derin bir sessizlik oluştuğunda Sanem başını Can'ın göğsüne yaslayıp sıkıca sarıldı Can'a. Sessizliği Can'ın fısıltıya yakın çıkan sesi bozdu.

Zümrüdüanka ile AlbatrosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin