Panzehir 🌙 Texting

🌙 1.5

Lütfen satır aralarını sahipsiz, kelimelerimi boynu bükük bırakmayınız...

Beğenmeniz dileğim ile... ❦

🌙

Kamer: Çok mu korktun?

Bilinmeyen Numara: Korktum. Birazcık ama...

Kamer: Kötü bir yalancısın...

Bilinmeyen Numara: Korktum. Tamam mı? Hem de çok korktum.

Kamer: İzlememen gerekti. Neden pencereni ve perdeleri kapatıp kulaklarını tıkamadın ki?

Bilinmeyen Numara: Bunu benden gerçekten istemiş olamazsın? Ben bunu asla ama asla yapamazdım. Tamam söz konusu sen olduğunda çok daha hassas olabiliyorum ama bu bir başkası dahi olsa yapamazdım.

Kamer: Pekâlâ, o zaman kendin bilirsin. Hem nasıl olsa zamanla alışırsın.

Bilinmeyen Numara: Kamer... Ben seni gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.

Bilinmeyen Numara: Kabul, baban olduğu için karşılık vermediğini anlayabilirim ama sen ondan çok daha güçlüsün. En azından yapacaklarını durdurabilirsin.

Kamer: O adamın yaptığı şeyler canımı yakmıyor, küçük çok bilmiş. Ayrıca babam olduğu için karşı koymuyorum sanıyorsan yanılıyorsun. O it herif benim umrumda değil.

Bilinmeyen Numara: O zaman neden katlanıyorsun Kamer?

Kamer: Bunu sana açıklamak zorunda değilim.

Bilinmeyen Numara: Tamam, haklısın. Bunları bana anlatma mecburiyetin yok.

Bilinmeyen Numara: Sadece... Yaraların nasıl oldu, onu söyle bari?

Kamer: Sendin değil mi?

Kamer: O hemşireyi eve gönderen de, polisleri arayıp çağıran da sendin?

Bilinmeyen Numara: Yalan söylemeyeceğim. Evet bendim.

Bilinmeyen Numara: Ama sen neden o kadar inat ettin ki? Bıraksaydın da en azından pansuman yapsaydı. Yaralarının birazı çok açıktı, enfeksiyon kaparsın.

Kamer: Nesin sen? Doktor mu?

Bilinmeyen Numara: Yok maalesef... :(

Bilinmeyen Numara: Sadece hemşireyim ama çalışmıyorum.

Kamer: Tembellikten mi çalışmıyorsun?

Bilinmeyen Numara: Galiba. Ya da değil.

Bilinmeyen Numara: Açıkçası ben de tam olarak bilmiyorum.

Bilinmeyen Numara: Ya da biliyorum.

Bilinmeyen Numara: Pöfff... Sana yalan söylemekten tuhaf bir şekilde tiksiniyorum.

Bilinmeyen Numara: Okulu bitirdikten sonra bizim mahallenin sağlık ocağında çalışmaya başlamıştım. İşte ikinci ayımdı. Bir hasta geldi, yaralıydı. Sırtında, belinde, yüzünde ve hatta daha pekçok yerinde yaraları vardı.