Bekletmeden geldim.
Yalnız, satır aralarını hayli sahipsiz bırakıyorsunuz, kelimelerimin boynu bükülüyor. Lütfen, sahipsiz bırakmayınız, onları... (:Beğenmeniz dileğim ile... ❦
🌙
🌙
Adını anımsayamadığım bir kitabın sahifelerinin arasından kazınmıştı, zihnime.
"Aşinalık, Kâlu Belâ'dan idi. Ruhlarımız o zamandan beri tanışık olduğundandı, sanki hep hayatımızda varmış gibi hissedişimiz."
Kesif bir sızı peyda oldu, omurgam boyu.
Çehrem acının emârelerine bulanıp kırışırken zemine zamkla sabitlenmişçesine hareketsiz kılınan ayaklarımı güçlükle ilerlettim.
Acıyordu, biliyordum.
And olsun ki, sızılarını misliyle hissediyordum.
Sağ elimin zangırdayan parmaklarını zoraki havalandırıp kapının çelik kulpunun adeta gırtlağına sarılmış elinin üzerine bıraktım. Kıpırdamadı. Ilık tenine bâriz bir ayaz hakim olmuştu, kemiklerinin elinin derisini yarıp etini liğme liğme etmesine ramak kalmıştı, kemiklerin sivri kavisleri parmak uçlarıma batıyordu.
Ne denli kudretli bir öfkeydi, bu?
"Siktir git!" Tısladı, yahut yalnız fısıldadı. Tıpkı; vadesini doldurmuş bir bedeni ansızın terk eden ruhun yokluğu gibi, varlığından ecelin emâreleri tütüyordu.
Kapı şiddetle geri çarptı. İrkildim. Elimi sür'atle geri çektiğimde, Kamer'in kapının kulpundan ayrılmayan eli de kapı ile aynı şiddetle duvara çarptı.
"Ay Işığım." Canhıraş gerilediğim yerden hareketlendiğim an başını zerre oynatmadan diğer elini havaya kaldırdı.
"Gelme ay parçası!"
Kıpırdamadım. Başımı güçsüzce sallamakla yetindim. Kapının çelik gövdesi yüzünü görmeme engel oluyordu, mavilerindeki hüzne yahut öfke de dâhil zerre duygusuna şahit olamıyordum. Damarlarımın her karışında hüküm süren en yetkin his; acıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Panzehir 🌙 Texting
Roman pour AdolescentsBilinmeyen Numara: Dizginlerini an olsun bırakmadığın öfkenin seni zehirlemesine daha ne kadar müsaade edeceksin? (Görüldü.) ✔✔ Kamer: Sanane? Bilinmeyen Numara: Ben... Bilmem... ...