Lütfen satır aralarını sahipsiz, kelimelerimi boynu bükük bırakmayınız...
Beğenmeniz dileğim ile... ❦
🌙
"Damla, damla hadi aç gözlerini güzelim..."
Burun deliklerimden genzimi kavuran kolonya kokusu ciğerlerimi etkili bir asit gibi eritmeye yüz tuttuğunda huzursuzca kıpırdandım. Bir kaç kez arka arkaya yutkunup bedenimde ağır rehâveti savuşturdum ve göz kapaklarımı zoraki araladım.
"Oh be sonunda!"
Tepemde sevinçle şakıyan Esra'nın tebessümlü suratına kaşlarımı çatarak bakarken ellerimle bulunduğum yeri yokladım. Enjeksiyon için kullandığımız odanın sedyesinde yatıyordum. Avuçlarımı yumuşak yüzeye sıkıca bastırıp bedenimi doğrultmaya yeltendim.
Esra'nın panik hâli devleşti ve başucumda çırpındı. "Daha yeni uyandın kuzum, birazcık daha dinlen lütfen..." dediğinde sözlerini kulak ardı edip hareketimi sonlandırmadım. Uzandığım sedyede önce oturur pozisyona gelip ardından ayaklarımı zemine indirdim.
Avuçlarımı sedyenin yüzeyine daha sert bastırarak bedenimi tamamen doğrulttuğumda beynime ansızın hücum eden azgın bir kan akışı kulaklarımı uğuldattı, adımlarım sendeledi. Sağ elim boşlukta tutunabileceğim herhangi bir yer ararken koluma dolanan uzun parmaklar dengemi sağladı. Odağım kararmış, bilincim kapanmak üzereydi.
Esra'ya ait olduğunu umduğum güçlü tutuşun sahibi yeniden sedyeye oturana değin aralayamadığım gözlerimin kaybolan görme yetisine aldırış etmeden sıska bedenimi sedyeye oturttuğunda boğukça inledim.
"Küçük hanım iyi mi?"
Yardımcı olan elin sahibi olduğunu düşündüğüm sesin tok tınısı zihnimde aşina birşeyleri çağrıştırsa da hayli bitkindim. Başımı sedyeye yatırıp ayaklarımı uzatırken göz kapaklarımı hiç aralamadım.
"Ahh evet! O bugün biraz bitkin düştü, sadece." dedi, Esra'nın her hecesinden hayranlık dökülen sesi.
Aralamakta güçlük çektiğim göz kapaklarımdan esirgediğim tâkâti mimiklerime adarken ifâdem hoşnutsuzca kırıştı. Esra'yı lise döneminden beri tanıyordum; hayli iyi bir kızdı, ancak yakışıklı erkeklere karşı bir zaafı vardı.
Yere yığılıp kalmaktan zavallı bedenimi kurtaran adama duyumsadığım minnet, Esra'nın katlanan hayranlığıyla meraka evrildi. Kirpiklerimin düğümünü bir kaç kez çözmeyi denedim, fakat bitkinlik vüdumu öylesi esir almıştı ki, nefes alacak gücü dahi binbir minnetle buluyordum.
"Zekâi beyin verdiği kararı sorgulaması gerekecek anlaşılan." dediğinde erkeksi sesin tonlamasındaki memnuniyetsizlik şeddelendi. "Bu denli dayanıksız birinin bize yardımcı olabilmesi imkansız."
Söz konusu edilen şahısın kendim olduğunu bilsem de bahs edilen yardımın detaylarını anlayamadım. Zihnimdeki kargaşa dokundukça birbirini katl eden domino taşlarının döngüsü gibi her yoklayışımda daha çok kaosa dönüşüyordu.
Esra'nın mahcubiyeti dizginleyemediğim çaresizliğimin farkına varmışçasına kulaklarıma dökülürken uyumayı denedim.
"Öyle düşünmeyin lütfen. Damla işinin ehlidir."
Bezgince soludum. Uykunun bir türlü uğrak vermediği gözlerimi nüks eden öfkenin bahşettiği güçle aralayıp bedenimi oturur pozisyona getirdim. Sırtı dönük adamın hemen önünde hakkımdaki intibâyı kurtarmaya çalışan Esra'ya kaşlarımı çatarken boğazımı seslice temizledim. "Damla değil Esra." dedim, adamın geniş omuzlarından zoraki seçebildiğim arkadaşımın yüzüne. "Kaç kere diyeceğim sana benim adım Kat-" derken aniden merceğime dökülen silüet nefesimi kesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Panzehir 🌙 Texting
Teen FictionBilinmeyen Numara: Dizginlerini an olsun bırakmadığın öfkenin seni zehirlemesine daha ne kadar müsaade edeceksin? (Görüldü.) ✔✔ Kamer: Sanane? Bilinmeyen Numara: Ben... Bilmem... ...