Bilinmeyen Numara: Dizginlerini an olsun bırakmadığın öfkenin seni zehirlemesine daha ne kadar müsaade edeceksin?
(Görüldü.) ✔✔
Kamer: Sanane?
Bilinmeyen Numara: Ben... Bilmem...
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌙
"Ben bu zamana değin an olsun nefes almamışım."
Dudakları dudaklarımın koynunda parmak uçlarında süzülerek nârince geri çekildiğinde ciğerlerime doluşmuş kahve bocalanmış ılık soluklarının verdiği rehâvetle mırıldandım.
Etli dudaklarındaki nemi diliyle temizlerken başını belli belirsiz iki yana salladı. "Ahh benim ay parçam."
Sağ elimi söylediğim şeyin üzerine ağzıma kapadım. "Hay ben ağzımın ayarına."
"Ağzının ayar yerini öperim." Belimdeki elinin yardımı ile bedenlerimiz arasında oluşan mesafeyi kapattı, varlığımı kendine doğru çekti.
Omuzlarımı güçsüzce silktim. "Öyle bir yer olduğunu sanmıyorum."
Tebessümlendi. "Bulurum, bulana değin ararım, bütün yolları denerim." Küçük bir öpücük kondurdu. "Yorulmadan sonsuza kadar çabalarım." diye fısıldadı, ansızın kuşandığı çapkın tavırları zaten başımda olmayan aklımı tamamen kayıplara karıştırıyordu.
Yutkundum. "Yaradan'a sığınıp paldır küldür düşerim ama ben sana." derken çaresizce mızmızlandım. "Böyle tepetaklak, kontrolsüzce yuvarlanırım."
Burnunu yanağıma sürttü. "Düş benim ay parçam." derken bedenimi serbest bırakarak aramızdaki mesafeyi açtı. Karşımda dikilip kollarını iki yana genişçe araladı. "Tam şöyle koynuma doğru hizala düşerken ben tutarım seni."
Kıkırdadım. "Koynuna mı düşüreceksin beni?"
Geniş omuzlarını silkeledi. "Koynuma alacağım var mı bir itirazın?"
Kaşlarım havalandı. "Ama bu çok ayıplı bir teklif." dedim, yanaklarıma hücum eden kan basıncı ile.
Sağ gözünü kırptı. "Utandın mı ay parçam?"
Ela irislerimi mavilerinin karantinasından kurtarmak adına odanın zemininde serili halıya odakladım. "Sanırım acıktım." diyerek konuyu dağıtmak için huysuzca homurdandım.
Gülümsediğini işittim; burnundan gülerken firar eden o tuhaf sesin kulaklarıma dökülmesi ile bakışlarımı süratle çehresine uzattım.
Zirâ, kaçırdığım her tebessüm hayli önemli bir detay idi.
Sağ elini önüme doğru uzattı. "Gel ay parçam." dedi, kemikli bir gövdeye sahip elinin ayasına parmaklarımı uzatıp peşine takıldım.
İstikametimizin mutfak olacağını sanırken beni yanıltarak dış kapıya yöneldi. Vestiyerdeki hırkama uzanıp ellerimizin bağlantısını koparıp giymem için tuttu.
