17.bölüm

2K 163 45
                                    

Çalan kapıya gitti Namjoon. Açmadan önce kapının önündeki aynadan bir kez daha süzdü kendini. Bugün hiç olmadığı kadar özenmişti kendine. Krem üstüne yatay bordo çizgili kazağını üzerine geçirmişti. Altına giydiği siyah pantolonunun içine, kazağının önünü tıkıştırmış; pantolonunu ince bir kemerle taçlandırmıştı. Aynada son kez kendini süzdükten sonra hazır olduğuna kanaat getirip, artık çalmaktan usanan kapıya ulaşmıştı.

Kız kapının önünde duruyordu. Kızın üzerini şöyle bir süzünce Namjoon ne kadar abarttığına karar vermişti. Kız alt tarafı yeşil eşofman takımını giymişti. Kızın üzerini çaktırmadan süzdükten sonra ''Hoşgeldin.'' Deyip içeriyi işaret etmişti.

Kızda Namjoon'u süzmüş ''Hayırdır, buluşmadan mı geliyorsun?'' diye sormuştu ayakkabılarını çıkartırken.

Namjoon dakika bir gol bir deyip göz devirmişti. İçeriye geçtiklerinde, herkese selam verdi kız. Hobi sevgilisinin yanından kalkıp ona kısaca sarılmıştı. Kız bu sıcak karşılamaya sarılarak cevap vermişti. Yoongi elini kaldırıp selamlamayı tercih etmişti.

''Otursana.'' Dedi Kookie koltukları gösterirken. Kız da tebessüm edip gösterilen yere oturmuştu. Kız merakla etrafında göz gezdirirken ''Jin nerede?'' diye sordu Hobi'ye bakarken.

''Yukarıda notlarını topluyor.'' Diye cevaplamıştı onu Yoongi. Kız içinin rahatladığını hissetmişti. Jin ona yakın gelmiş, burada olmaması onu istemsizce germişti.

O sırada Jin merdivenlerden inerken ''Ne zaman geldin? Kapının çaldığı dahi duymadım.'' Dediğinde kız kalkıp ona kollarını açmıştı. Joon ikinci bir göz devirme dalgası yaşamıştı.

Hobi bunu fark etti ve elini arkadaşının sırtına koyup destek olmaya çalışmıştı. Namjoon ona döndüğünde göz kırpmıştı. Joonie'nin kızdan hoşlanıyor olduğu oldukça açıktı.

Kız ''Çok olmadı.'' Dediğinde kafasını Namjoon'a çevirdi. ''Artık başlasak mı çalışmaya?'' dedi. Namjoon kafasını olumlu anlamda sallayıp odasını işaret etmişti. Birlikte odaya girdiklerinde kapıyı arkalarından kapatmışlardı.

Jin ve Yoongi mutfak masasına oturmuşlar, ders çalışıyorlardı. Hobi ise anatomi dersi için bir dolu latince kelime ezberliyordu. Kooki de onun gibi koltuğa uzanmış ders çalışmak için ortağı Tae'yi beklemeye başlamıştı.

--

Jimin, duştan çıkmış saçlarını havluyla acele ile kurutuyordu. Dolabını açtığında kıyafetlerini tek tek çıkarmıştı. Aradığını bulmaya çalışıyordu ne aradığını bilmeden. Siyah boyunlu bir kazak geçti eline. Bu olmaz deyip yatağa fırlattı. Kırmızı bir tişört geçti, bu da olmaz diyerek diğerinin yanına gönderdi. Eline aldığı yuvarlak beyaz tişörtü evirdi çevirdi elinde bu işimi görür deyip üzerine geçirdi. Altına siyah bir pantolon geçirmişti. Siyah ve beyaz kesinlikle kurtarıcı renkler diye düşünmeden edememişti. Kitap rafından aldığı kitaplarını son kez daha kontrol ettikten sonra odasından çıktı.

Aşağıya inmeden önce derin bir nefes aldı. Kız gelmiş olmalıydı. Banyodayken duyduğu kapı sesi elini ayağına dolamıştı. Heyecanlanmıştı. İkinci bir derin nefes aldıktan sonra merdivenlerden titrek adımlarla inmeye başladı.

Nihayet salona geldiğinde gözleri kızı ve Joonie'yi arıyordu. Göremediği için yüzü düşmüştü. Arkadaşları derslerine yoğunlaşmışlardı. Onlara sormak ve onları bölmek istemiyordu. Jimin kendisine bakıp endişelensinler istemedi. Joonie'nin kapısının önüne geldiğinde derin bir nefes bıraktı dudaklarından. Gözlerini kapattı ve kapıyı iki sefer tıklattı. Sonra kapıyı açıp içeriye adımlamıştı.

FRIENDS🦋🍀🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin