61.bölüm

1.7K 79 213
                                    

Havanın sıcak seyretmesi bugün için onlara verilmiş bir ceza gibiydi. Güneş tam tepelerinde seyrediyorken, kalabalık caddede yürümek onlar için hayli zor olmuştu. İnsanlar alışveriş için sadece bugünü bulmuşlar gibiydi. Girdikleri dükkanlarda bırakın bir şeyler bakmayı nefes almakta bile güçlük yaşıyorlardı. Bu ikisinin de kan ter içinde kalmış yüzünden anlaşılıyordu.

Jin iyice sıcaklamış ve üzerinde giydiği kot ceketi çıkarmak için harekete geçmişti. Girdiklerine pişman oldukları yerden çıkamıyorlar, görevli kızın onlara gösterdiği nevresimlere bakıyorlardı. Jin anlamıyordu neyin bu kadar önemli olduğu? İki kişilik nevresim almak ne zamandan beri bu kadar zordu?

Sıkıntı ile nefes verdi ve sevgilisinin yakınına doğru attı adımını. Ensesinden aşağıya kayan ter damlacığını hissedebiliyordu. ''Neden ilk girdiğimiz yerden almadık ki? Beni böyle sabahtan beri peşinden sürüklüyorsun. Tanrı aşkına, birini beğenip artık şuradan çıkabilir miyiz?''

Tae oturduğu yerden sevgilisine attı sinirli bakışlarını. Bileklerine kadar uzanan alışveriş çantaları bileğinde büyük bir izin oluşmasına neden olmuştu. Kırmızı çizgileri diğer eli ile ovuştururken konuştu. ''Seni boğarım Jin.''

Jin sevgilisine gözlerini devirdi. Anlamıyordu. Alt tarafı kız numarasını istemiş ve tatlı bir dille reddetmişti. Hatta ve hatta sadece reddetmek ile kalmayıp, yanında duran sevgilisinin eline geçirmişti parmaklarını. Taehyung'un sırf kız numarasını istedi diye oradan çıkmasını bir türlü algılayamamıştı. ''Zaten boğulmak üzereyim burada. Nefes alamıyorum. Nerede kaldı şu kız da? Getirsin alıp gidelim. Alt tarafı depoya indi ya.'' Diye söyledi. Bir elini beline getirmiş, sıkıntılı bir nefes daha bırakmıştı.

''Amma söylendin ya. Getirsin alıp gideceğiz işte. Hem fena mı, oturup dinleniyorum şurada.'' Dedi Taehyung. Yanına koyduğu çantalardan birinin üzerinde ayak izi gördü. Tüm çantaları bacağının arasına topladı.

''Çok yoruldun çünkü.'' Dedi Jin ağzında geveleyerek. Kafasını yukarıya doğru uzatmış gelen giden var mıydı diye bakıyordu.

''Yoruldum tabi. Neymiş, Hobi beyin istediği renk bu değilmiş. Ya bir gece duracak saçında, sadece bir gece. Neyin özenmesi bu anlamıyorum ki?'' dedi Taehyung. Artık bileklerini ovmayı bir kenara bırakmış, göğsünde birleştirmişti kollarını. Etrafa sinirli bakışlarını yolluyordu bir kez daha.

Jin gülümsedi sevgilisine. ''Belki beğenir de uzun süre o renk ile dolanır.'' Dedi Jin.

''Sarı mı? Emin misin?'' diye sordu Taehyung sevgilisine inanamayan gözler ile bakıyordu. Görevli kızın geldiğini gördükten sonra ayağa kalkmıştı.

''Sizi biraz beklettim kusura bakmayın.'' Dedi utanarak. Kucağında tuttuğu nevresim çantasını çok sıkı kavramıştı. Jin kıza anlamsız bakışlarını atarken yüzünün aldığı şekil Tae tarafından hayret ile karşılanmıştı.

Tuhaf olan nokta, kız nevresimleri gösterirken sürekli Tae'yi baz alıyordu. Jin bunu ilk başlarda takmamıştı fakat kızın kırmızı yanakları ve sevgilisine olan utangaç bakışları gördükten sonra fikri değişmişti. Sinir ile dudaklarını ısırdı. ''Artık ödemeyi yapsak mı ha? Malum kaf dağından getirdiğiniz için evine alışması biraz zaman alacak. Bir an önce alıp götürsek evimize.''

Tae sevgilisinin bu ani çıkışından dolayı şaşırsa da bir şey söylememişti. Kızın ona baktığından habersiz sevgilisine bakıyordu sadece. Kız utançla indirdi bakışlarını yeniden. Genzini temizledikten sonra konuştu. ''Buyurun o zaman kasaya geçelim.''

Nihayet ödemeyi yapan iki sevgili yeniden dünya ile buluştukları için kendilerini şanslı sayıyorlardı. Ama bir yandan da şanssız görüyorlardı kendilerini. Dükkanlara baka baka ilerlerken arabayı park ettikleri yerden çoktan ayrılmışlardı. Bu kalabalık sokakta arabaya ulaşmak ikisi içinde çok zor görünüyordu.

FRIENDS🦋🍀🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin