Sabah olduğunda yanında susmak bilmeyen alarmla uyanmıştı Yoongi. İçinden küfürler ederek telefonunu kapatıp, uzaklara fırlatmıştı bile. Yanında uyuyan sevgilisini uyandırmamak için elinden geldiğince sessiz olmaya çalışıyordu. Ondan tarafa döndüğünde Hoseok'un kusursuz yüzü ile karşılaşmıştı. Uyku mahmurluğu yüzünden bulanık görünüyordu. Görüşünü netleştirmek için gözlerini birkaç kere kırpıştırdı. Hobi'in yüzü netleştiğinde daha biraz önceki ettiği küfürleri bile unutmuştu. Sevdiğine doğru uzanıp küçük bir öpücük kondurdu saçlarına.
Yataktan toplandıktan sonra salona çıktı. Mutfakta çoktan uyanmış arkadaşı ile karşılaşınca küçük bir selam verdi. ''Günaydın.'' Dedi.
Mutfakta masada oturan Jin duyduğu sesle arkasına döndü ve arkadaşının uykudan şişmiş gözleriyle karşılaşmıştı. ''Günaydın. Gözlerini nereye koyduysan git al. Çünkü bugün ihtiyacın olacak.'' Dedi Jin. Bardağındaki sıcak kahvesinden bir yudum aldıktan sonra gülümsemişti.
''Sende sabah sabah şu komiğini bir yere koysan. Yüzünü göremiyorum.'' Dedi kalın sesiyle.
''Ben ciddiyim Yoongi. Bu ne hal böyle. Bugün sunam var biliyorsun dimi?'' diye sordu Jin. Bedenini dolapta yiyecek bir şeyler arayan arkadaşına çevirmişti.
''Dün çok fazla çalıştım. Sanırım o yüzden oldu.'' Buzdolabının kapısının önünde kollarını iki yana açarak gerindi. ''Ahh bugün uyanamayacağım sanırım.'' Dedi.
Jin ise masasından kalktı ve ısıtıcıya su koymaya başlamıştı. ''Son güne bıraktın dimi yine? Koyu bir kahve içmelisin. Belki o zaman kendine gelirsin.'' Dedi Jin.
''Katran kadar koyu olsa da uyanabileceğimi sanmıyorum.'' Masaya oturup kafasını masaya dayamıştı.
''Başka bir şey de var sanki. Evden çıkmak istemiyor gibi görünüyorsun. Daha üzerini bile değiştirmemişsin. Nerede o dakik Yoongi?'' yine gülümsemişti Jin. İçinde bilmediği bir heyecan vardı ve bu sürekli etrafına gülücükler atmasına sebep oluyordu.
''Bir bakıma evet. Evden çıkmak istemiyorum. Ödev umurumda değil ama hastaneye gitmem gerekiyor.'' Dedi gözleri hala kapalı olan Yoongi.
''Annen için mi?'' diye sordu Jin. Tezgahta arkadaşına koyu kahvesini hazırlamakla meşguldü.
''Evet. Test yaptırmam lazım. Gitmeyecektim ama Hobi'yi biliyorsun.'' Dedi Yoongi. Masaya konulan dumanı üzerinde bardağı fark ettikten sonra kafasını masadan kaldırmıştı.
''Hobi olmasaydı da giderdin. O senin annen. Her kadar hayat karşına başka durumlar çıkarmış olsa da vazgeçemezsin.'' Dedi Jin masaya otururken.
''Evet. Kahretsin ki annem. Bunu değiştiremiyorum işte. Bilmiyorum Jin. Ben böyle iyiyim. İyileştiğimi hissediyorum. Sadece yeniden hayatıma musallat olacaklar diye korkuyorum.'' Dedi Yoongi. Bardağından küçük bir yudum aldı. ''Ne bu be içine cidden katran mı koydun?''
''Hiç kimse sen istemediğin sürece hayatına dahil olamaz Yoon. Seni iyi tanıyorum. Elinden geleni yaparsın, dilin farklı konuşsa da. Hobi de geliyor dimi?'' diye sordu.
''Evet. Gelmesine gerek olmadığını söyledim ama-'' derken Jin'in gülümsemesi büyüdü.
''Kabul etmedi.'' Diye devam ettirdi yarım kalan cümleyi.
''Aynen. Aslında haklısın. Kimse biz istemediğim halde hayatımıza dahil olamaz. O gelen paket gibi.'' Diyerek onayladı Yoongi onu.
''O durum kafamı karıştırıyor benim ya. Kimin yaptığını bulsak hayatımıza alıp almayacağımıza karar veririz. Ama her kimse bodoslama daldı. Rahat hissetmiyorum.'' Dedi Jin sıkıntılı nefesini bırakırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS🦋🍀🌈
FanfictionOnlar kimsenin birbirine yakın olmadığı kadar yakın olan arkadaşlardı. Ya da öyle sanıyorlardı. Birbirlerine hissettikleri dostluktan da ötede olmalıydı. Onlar lisede tanışmış ve birbilerine kenetlenmiş 7 adamlardı. Hepsinin kendine ait problemler...