Öğlen saatlerine yaklaşıyordu hava. Güneş yeniden esirgememişti ışınlarını şehrin üzerinden. Havaların daha yumuşak hale gelmesi insanların üzerindeki kasveti de almış götürmüş gibiydi.
Bu kasvetten kurtulanlardan biriydi genç kız. Rahatı yerinde olarak uyanmıştı güne. Saçlarının arasından giren güneş ısınları gözlerine kadar ulaşıyordu. Kız gece perdeleri kapatmadığı için pişmanlık duymuştu. Bu saatte uyanma gibi bir hevesi yoktu. Akşam saatlerine kadar uyumak ve yatağından çıkmak istemiyordu. Tatilinin bitmesine içten içe üzülürken, son günlerinin de tadını çıkarmak istiyordu.
Çalan kapı ile kız bir kez daha sinir oldu. Bu saatte kimin gelebileceğini düşünüyorken, üşengeç hareketler ile üzerindeki yorgandan kurtulmaya çalışıyordu. Kapı ise onun aksine oldukça ısrarlı çalıyordu. Kız derin bir of çektikten sonra kapıya ulaştı. Kapının deliğinden bakması ile yutkunması bir olmuştu.
Yaşlı adamın itlerinden biri kapının önünde dikiliyor, hiç kesmeyi düşünmüyor gibi ardı ardına basıyordu zili. Kız gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Buna yapmaya henüz hazır değildi fakat Jin'in istediği yardım için fazla geç kalamazdı. Bir adım geri çekildikten sonra kapıyı açtı.
Yaşlı adamın önündeki koruma yerini adama bırakırken gözlerini kızın yüzünden alamıyordu. Kızın yüzünün sağ tarafı yastığın kırışık izleri ile donatılmıştı. Yüzün yarısı anlamsız şekiller ile doluyken genç koruma gülmemek için yanaklarını ısırıyordu.
Genç kızın giydiği yeşil pijama takımı gözlerinin elasını daha fazla ortaya çıkarmıştı. Yüzünün bir tarafı oldukça kırmızı iken diğer tarafı onun aksine oldukça beyazdı. Kızın gece duştan sonra saçlarının ihtiyacı olan kremi sürmediği için saçları olduğundan daha fazla kabarmıştı. Ama o günün bu saatinde bunu umursayacak kadar dinç hissetmiyordu kendini. Bir de salonuna geçip oturan adamdan duyduğu korku varken buna takacak hissi olduğunu düşünmüyordu.
Kız iki korumanın da içeriye girmesinden sonra kapıyı kapattı. Salona geçerken ayaklarını sürüyor ve eve rahatsız edici bir sesin dolmasına sebep oluyordu. Adam kızın ayaklarından gelen ses ile yüzünü buruşturdu. Bacak bacak üstüne attığında televizyonun köşesinde duran kıza koltuğu gösterdi. Sanki oturmasına izin veriyormuş gibi. Kız derin bir iç çektikten sonra koltuğa oturdu. İçinden sakin olmalıyım komutları veriyordu kendine.
''Beni neden aradın?'' diye sordu adam. Bu aralar sigarayı arttırmış olmalıydı çünkü sesi olduğundan daha fazla boğuk gelmişti.
Kız cevap vermeden önce ellerini saçlarına götürdü. Kaşınan noktayı bulunca sertçe kaşımaya başladı. ''Sizi arayalı iki gün oluyor. Şimdi mi aklınıza geldi bunu sormak?'' diye sordu kız. Sesinin soğuk çıkmaması için ayrı bir gayret gösteriyordu. Midesinin hareketlenmesine engel olmazdı fakat, adamı görünce rol yapabilirdi bunu belli etmemek adına.
''İşlerim vardı.'' Dedi adam yine boğuk çıkan sesi ile.
''Hangi işiniz oğlunuzdan daha önemli olabilir şaşırıyorum doğrusu.'' Dedi Jisoo. Bu sefer eli kaşına gitmişti.
''Seni ilgilendireceğini düşünmüyorum.'' Dedi adam. Sesi önceki konuşmalarına nazaran oldukça soğuk çıkmıştı.
Kız göz devirirken alaycı bir gülümseme sundu. Dili yanağının içinde dolanırken sakin kalmaya çalışıyordu. ''Sizinle bir anlaşma yaptık Bay Kim. Size yardımcı olmamı istiyorsanız, bana tüm gerçekleri anlatmanız gerekiyor demiştim. Umuyorum ki bunu unutmamışsınızdır.''
Adam bacağın indirdi ve dirseklerini dizlerine dayadı. ''Seni takip ettiriyorum Jisoo. Yanlış adımında seni ve babanı yakarım haberin olsun. Bunu tehdit olarak görme. Bu sadece benimle doğru düzgün konuşman için yapılmış olan basit bir uyarı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS🦋🍀🌈
Fiksi PenggemarOnlar kimsenin birbirine yakın olmadığı kadar yakın olan arkadaşlardı. Ya da öyle sanıyorlardı. Birbirlerine hissettikleri dostluktan da ötede olmalıydı. Onlar lisede tanışmış ve birbilerine kenetlenmiş 7 adamlardı. Hepsinin kendine ait problemler...