Yine aynı odada olmak, toz zerrelerini içine çekmek, başının bir kez daha ağrımasına sebep olmuştu. Sabah yüzünü gösteren güneş Tae'nin içi gibi yine kara bulutlara bırakmıştı yerini. Derin nefeslerini bırakıyordu karanlık odaya. Bir kez daha burada olmak şaşırtmamıştı onu. Siniri bir nebze geçmiş olabilirdi fakat hala sinirler sallıyordu bacaklarını. Bir kez daha pişman oluyordu bir yumruk daha atmadığına. Dudağını patlatmıştı belki onun ama burnunu da kirmak istemişti. Estetik cerrahlarının bile düzeltmesine imkan olmayan bir burun ortaya koymak istemişti. Seokjin gelmeseydi belki bunu yapabilirdi. Onu görmeseydi belki devam edebilirdi. Ilk defa yalvaran ses tonunu duymuş olmak sarsmıştı onu. Canından çok sevdiği sevgilisinin sesi kulaklarına dolmuştu. Yalvarmıştı ona.
Onu düşünceleri arasında uyandıran içeri giren güvenlik şefi olmuştu. Tek bir fark vardı. Yanında bulunan iki polis memuru da eklenmişti ona. Bir adam daha vardı yanlarında. Tae onun kim olduğunu, hangi sıfatla burada olduğu bilmiyordu. Ta ki boynunda sallanan personel kartını görünceye kadar. Öğrenci işlerinden gelen adam Tae'yi öyle bir süzmüştü ki, Tae bakışların onu delip geçtiğini hissetmişti.
"Bu sefer ki açıklaman bu kadar mı? Yani seni rahatsız ettiği için mi vurdun arkadaşına?" Diye sordu güvenlik şefi olan tanıdık yüz.
Tae gözlerini kısmış adama bakıyordu. Kendinden daha üst mevkide olan öğrenci işlerinden gelen orta yaşlı başka bir adam onun koltuğuna oturmuştu. O da böyle bir odada olmaktan rahatsızlık duyuyor gibiydi. Tae gözlerini ayırmadan kafasını salladı.
"Şunu imzala." Dedi elindeki belgeyi uzatan polis memuru. Diğerine göre daha genç görünüyordu. Tae uzatılan belgeye baktı. Isminin yanındaki adam yaralama suçuna baktı. Altında yazan yazılarda gezdirdi gözlerini bu sefer. Ne anlattıysa yazıyordu üzerinde. Bunu ne zaman doldurduklarına şaşırdı Taehyung.
Öğrenci işlerindeki adam ona masanın üzerinde bulunan kalemlikten bir kalem uzattı. Eline aldığı mavi pilot kalem ile boş olan alana bir kez daha adini yazio imzaladı Tae. Içinde sıfır pişmanlık duygusu vardı. Yaptığından gurur duyuyor bir ifade bile bürünmüştü yüzüne. Aynı gurur ile büyük bir anlaşmaya imza atar gibi imzaladı formu.
Formu polise geri uzatırken dudaklarını yaladı. Bakmak istemese bile sandalyede oturan adama döndü. "Şimdi ne olacak?" Diye sordu.
Adam konuşmadan önce genzini temizledi. Ellerini masanin uzerinde birleştirmiş ve sırtını rahatsız sandalyeye dayamıştı. Küçük gözleri şişmiş gibi görünüyordu. "Daha önce de bir vukuatın olduğu için olaya polise dahil oldu. Neyse ki seni buradan bir tutanak ile kurtardık."
Yaşı daha geçmiş olan polis başladı size. Tae gözlerini ona çevirdi. "Seni nezarette misafir etmemiz gerekiyordu. Fakat yaralandığın çocuk şikâyetçi olmadı. O yüzden bir tutanak ile kurtardın."
Tae alay ile güldü. Kafasını daha doğru yatırdı. Dilini yavaşça alt dudağı üzerinde dolaştırdı. "Onun merhametine ihtiyacım yok." Dedi.
Daha fazla konuşmadı. Konuşamadı. Onu kesen sandalyede oturan öğreci işlerinden sorumlu adam olmuştu. "Bunu söyleyebilecek konumda değilsin. Zaten cezanı okuldan uzaklaştırma alarak ödeyeceksin. Merak etme yaptığın yanına kalmış olmayacak."
Tae tek kaşını kaldırarak adama baktı. Onu gözleri ile süzdü. Adamın gözlerinin altındaki morluklar ben yorgunum diye bağırıyordu. Tae onların sessiz çığlığı duyabiliyordu sanki. "Uzaklaştırma mı aldım? Peki ona ne oldu? Beni kışkırttığı için bir ceza almayacak mı?" Diye sordu.
Daha genç olan polis konuştu. "Cezai olarak ona bir şey yapamayız. Şahitler de zaten ilk senin vurduğunu doğruladı. Bizim onunla bir işimiz yoktu. Alacağı cezayı okul kararlaştırılacak." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS🦋🍀🌈
Fiksi PenggemarOnlar kimsenin birbirine yakın olmadığı kadar yakın olan arkadaşlardı. Ya da öyle sanıyorlardı. Birbirlerine hissettikleri dostluktan da ötede olmalıydı. Onlar lisede tanışmış ve birbilerine kenetlenmiş 7 adamlardı. Hepsinin kendine ait problemler...