Akşama doğru çöken kasvetli bulutlar kendilerini iyi iyiye hissettirmeye başlamışlardı. Bulutların taşıdığı yağmur sanki büyük bir kuvvetle yeryüzüne inecek gibiydi. Gök gürültüsü bunu haber edermiş gibi ardı ardına kükrüyordu. Bu ses birilerini korkutmaya yetecek nitelikteydi. Sesten ürperen insanlar evlerine çekilmiş gibi bomboştu sokaklar.
Eve giren ikili ellerindeki kağıtları bir köşeye istiflemişlerdi. Üst üste koyulan kağıtlar, açık camdan gelen rüzgar ile her an dağılacakmış gibi görünüyordu. Hobi kağıtların üzerine sevgilisinin tuğla kadar kalın olan hukuk kitaplarından birini koymuş ve mutfaktaki işine geri dönmüştü.
Yoongi bilgisayarın başında diğerleri gelmeden ödevine konsantre olmuştu. Ödevi vardı ve lanet olası bir şekilde yeniden son günlere bırakmıştı. Bu huyundan deli gibi nefret ediyor olsa da üşengeçliği artık ket vurulabilecek seviyeye gelmişti. Telefonuna gelen bildirim sesi ile ayaklandı Yoongi. Mutfağa sevgilisinin yanına doğru yürüdü. Elindeki telefonu gösterirken konuştu.
''Yarın öğlen saatlerinde orada olmamızı istiyorlar.'' Dedi. Ellerini eşofmanının cebine sokmuş, yemek ile uğraşan sevgilisine dikmişti gözlerini.
Hobi mutfakta bir melek misali oradan oraya uçuyor, gelecekler için yemekler hazırlıyordu. Sevgilisinin ona seslenmesi ile yüzünü ona çevirmiş ve kocaman gülümsemesi ile konuşmuştu. ''Tamam tatlım gideriz.'' Sevgilisinin yanına doğru ilerlemiş ve beyaz yanakları kırmızı rengine sokmak için parmakları arasına almıştı.
Yoongi sevgilisi tarafından sıkılan yanağının üzerine koydu avuç içini. Neden bu denli heyecanlı olduğunu bilmiyordu. Neden bu kadar mutlu göründüğünü anlamamasına rağmen onun adına gerçekten çok mutlu hissediyordu kendini. ''Hobişim, yüzündeki güllerin sebebini öğrenebilir miyim?'' diye sormuştu. Masaya oturmuş ve sevgilisini izlemeye başlamıştı. Onu böyle görmeyeli uzun zaman olmuştu ve özlemişti.
''Aslında diğerleri gelince söyleyecektim ama madem merak ettin sana önden söyleyebilirim.'' Dedi. Ellerini birbirine vurmuş ve bir melek edası ile yeniden sevgilisinin yanına konmuştu. Sevgilisinin yüzünü elleri arasına almış ve dudaklarına narin ve küçük bir öpücük bırakmıştı. Sevgilisinin dudaklarından yeniden içen Yoongi, bu tadı özlediğini hissetmişti. Dudakları ayrıldığında Yoongi dili ile yaladı dudaklarını. Daha fazla tatmak ister gibi. ''Bugün SNS hesabımdan Jimin'e ait bir mesaj geldi. Ev işleri ile uğraştıklarını, interneti bir türlü ayarlayamadıklarını yazmış. Bir kafeye gidip wifi ağına bağlanıp mesaj atmış. Hepinizi çok özlemiş ve hepinizi kocaman öpüyormuş.'' Dedi yeniden konuştuğunda.
Yoongi gözlerini kocaman açmış bir şekilde dinliyordu sevgilisini. Mutluluğunun sebebi arkadaşları olmasına memnundu. O da en az sevgilisi kadar merak etmişti İtalya'daki arkadaşlarını. Bu gelen haber huysuz yüzünün gülmesine neden olmuştu. ''Öyle mi?'' diye sordu heyecan ile.
Hobi kafasını olumlu anlamda sallarken sevgilisinin dudakları üzerine küçük bir buse daha kondurmuştu. Yoongi'yi bu kadar özlediğini bilmiyordu.
Yoongi sevgilisinin geri çekilmesi ile ayağa kalktı. Kollarını dirseklerine kadar sıvadı ve sevgilisine yardım için işe girişti. Yüzünde gülümseme varken yeniden konuştu. ''Jimin yeniden mesaj attığında söyle ki, daha fazla mesaj atsın. Sen ondan her mesaj geldiğinde beni öpecek isen ben onları beklemeye razıyım.'' Hobi sevgilisinden duyduğu şey ile yeniden kocaman gülümsedi. Sevgilisinin omzuna omzu ile vurduktan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
--
Jisoo çalan telefonu ile parmaklarını ayırdı sıcak ellerden. Namjoon ona gözlerini kısıp bakmıştı. Gelen arama ile yüzü düşen Jisoo midesi bulanır gibi bir ifade oturtmuştu yüzüne. Bu ifade arayan ismin kim olduğu hakkında oldukça büyük bir ipucu vermişti Namjoon'a.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS🦋🍀🌈
FanfictionOnlar kimsenin birbirine yakın olmadığı kadar yakın olan arkadaşlardı. Ya da öyle sanıyorlardı. Birbirlerine hissettikleri dostluktan da ötede olmalıydı. Onlar lisede tanışmış ve birbilerine kenetlenmiş 7 adamlardı. Hepsinin kendine ait problemler...