Gençler yazan adrese gitmek için evden çıkmışlardı. Oturdukları bölgeye çok da uzak olmayan eve yürüyerek varmayı hedeflemişlerdi. Jimin ve Kook el ele tutuşup önden yürüyorlar, kendi arlarında koyu bir sohbete dahil olmuşlardı. Yoongi ise sevgilisinin gönlünü hala almaya çalışıyor onun yanında ona dil dökmekle meşguldü. Onların hemen arkasında Joonie ve Taehyung vardı. Arlarında geçen herhangi bir konuşma yok, her ikisinin aklında da oraya gittiklerinde neyle karşılaşacakları vardı. Jin ise grubun en arkasında yürüyordu. Ellerini cebine sokmuş, soğuk havada nefesinin çıkardığı belli belirsiz dumanı izliyordu. Gözleri arada bir hemen önünde yürüyen Taehyung'a kayıyor ne yapacağını bilmeyen bir havayla ona bakıyordu.
Karşı kaldırımdan gelen seslenme ile yüzünü oraya çeviren Jin, karşısında gördüğü tanıdık yüze bakıyordu. Namjoon varken kızın kendi ismiyle seslenmesi biraz rahatsız etmişti onu. Bu rahatsızlığın sebebi kesinlikle Namjoon'un kendini kötü hissetmesiyle ilgiliydi. Namjoon da tanıdık sese yüzünü çevirmiş, gününün güzel geçmeye başladığını düşünmüştü; her ne kadar bilinmezliğe doğru gidiyor olsa da.
Kız onlara doğru yürümüş herkese kısa bir selam verdikten sonra Jin'in yanına yürümüştü. ''Nereye gidiyorsunuz böyle sabah sabah?'' diye merakla sordu kız. Kendine bakan kızgın iki çift gözü umursamayarak.
''Uzun mesele bir ara anlatırım.'' Dedi Jin. Gözleri bir kızda bir Tae'de gezerken.
''Sen niye her yerde karşımıza çıkıp duruyorsun?'' diye sordu Taehyung. Bu onların ilk konuşmasıydı ve Tae'nin kullandığı ses tonu kızı oldukça rahatsız hissettirmişti.
''Karşınıza değil karşısına demek istedin sanırım.'' Dedi kız. Biraz şok olmuş biraz soğuk sesiyle.
''Önemi var mı? Bizi takip etmeye başladığını falan düşünücem yakında.'' Dedi Taehyung. Kollarını birbirine kenetlemiş direk kıza bakıyordu.
Namjoon ise önde yürüyenlere devam etmelerini işaret etmiş ve konuşan ikiliye çevirmişti gözlerini. Ağzını açtığında kızın konuşması böldü onu ''Seni takip edeceğim kadar önemli misin ki? Ben arkadaşlarımın yanına geldim. Rahatsız olduysan sen de diğerleri gibi yürüyebilirsin.'' Dedi kız. O da diğeri gibi ellerini önünde kenetlemiş, gözlerini ona dikmişti. Bu konuşmada galip çıkan taraf olmak istediği her haliyle belliydi.
Jin de bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki onu da Taehyung'un sesi durdurmuştu. ''Yani içimizden birini takip ettiğini kabul ediyorsun?! Sebep peki?'' dediğinde kıza doğru bir adım atmış onun tam önünde duruyordu.
''Tamam artık gençler sakin olun. Bir şey olduğu yok. Tae kız görmüş ve selam vermek istemiş işte.'' Dedi Namjoon. Gayet düz çıkan sesiyle. Taehyung ise gözlerini hala kızdan ayırmamış, kısık bakıyordu kıza.
''Evet bence de uzatmayalım. Şimdi kaldıracak durumda değilim.'' Dedi Jin. Kızın kendisine bakmasını sağlamıştı tekrar konuştu ''Sonra konuşalım mı? Şu an cidden hiç halim yok.'' Dedi.
Kız, Tae'den gözlerini Jin'e doğru çevirmişti. ''Ne oldu? Bir sorun mu var?'' kızın endişesi sesine yansımıştı istemeden.
''Bir sorunu var ya da yok bu seni ne kadar ilgilendiriyor?'' dedi Taehyung.
Ortalık iyice kızışmaya başladığında Namjoon tekrar araya girme isteğiyle dolup taşmıştı. Kızın koluna girdi. Bunu yaptığına ilk önce kendi inanamasa da kızı oradan uzaklaştırmak istiyordu. Tae, kıskançlık konusunda oldukça hassastı ve Namjoon için kıza bu konuda açıklama yapma istediği doğurmuştu.
''Jisoo, sen nereden geliyorsun?'' dedi. Hem kızı arkasına doğru döndürmüş hem de karşı kaldırıma doğru yürütmeye başlamıştı.
''Tanrı aşkına senin arkadaşının sorunu ne? O var diye sana bile selam vermedim ben. Seninle konuşmuyordum bile.'' Dedi kız. Kaşlarını çatmış arada arkasına kısa bakışlar atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS🦋🍀🌈
FanfictionOnlar kimsenin birbirine yakın olmadığı kadar yakın olan arkadaşlardı. Ya da öyle sanıyorlardı. Birbirlerine hissettikleri dostluktan da ötede olmalıydı. Onlar lisede tanışmış ve birbilerine kenetlenmiş 7 adamlardı. Hepsinin kendine ait problemler...