Kaygılarına Gebe Kalan Kelebek

1.5K 80 48
                                    

ARSEN'İN KIRIK YAŞANTISI

       Hızlıca gözyaşlarıma sığınarak odama çıktım.Babam aşağıya inmem için diretiyordu.İstemiyordum eğer inersem her şeyin  çığrından çıkacağını biliyordum.Odama çekilip her şeyin bitmesini ummak,kolu olmayan kapıyı açmak istemek kadar aptalcaydı.En son yaşadığım gülümsememi zihnimin galerisinde aradım.Dedemin beni kucağına alıp gıdıklamasından ibaretti.O kadar paramparça hissediyordum ki,gözyaşımı ne denli yüzümden akıp gittiğini fark edemeden.Gözlerim masamın üzerindeki çakmağa kaydı.Uzanıp bir hışımla sinirli bir şekilde alacakken yere düşen çakmağı tekrar alıp,  oturmaktan nasır tutmuş aciz bedenimi  masaya doğru sürükledim.Yaşadığım çocukluğumu ateşe vermek istemiştim o an.Neden böyleydi ki?Kibriti yakıp vücudumun sadece yanışını çığlıklarla hissetmek istiyordum.Kapının açılma sesi bütün duygularımı, kürtajla aldırmıştı.Kırmızının cehennem ateşi renginden daha koyu gözlerimle babama baktım.

     ''Sana kaç kere daha öğretmem gerekiyor ben çağırınca gelmeni ?''

söylediği cümlenin yaşamımla ne kadar oynayacağını düşündüm.Daha kötü olması için uğraşacak mıydı ? Yoksa kesip atacak mıydı ? Çünkü alışmış olduğum duygularım, her seferinde ilk telaşı yaşattırıyordu. Ne var ki benim hayatım sadece kurtarılması gereken türdendi. Boğuldukça nefes alan aptal bir hissin, kendime olan bağlılığını arttırıyordu.Sadece öğrendiğim şeyler,nefret etmek,korkmak,kaçmak,susmak olmuştu.Sanırım bunlarda iyiydim.Çünkü ben kaygılarına gebe kalan kelebektim.Kalıbıma ne kadar uyduğunu düşünmüştüm o sıra.

     ''Susmak beni daha çok çıldırtıyor cevabını bekliyorum Arsen !"

Ağzından çıkan yüksek kelimeler aşağıya düşmek istemiyor,sadece olanlardan beni suçlu yapıyordu.Kolumu sıkıca sıkan eli,beni yerimden kaldırmaya yetmişti.Hızlıca odamda ki koltuğa fırlatılmamla,bedenim aniden hareketi,beynimde etki yaratmıştı.Sinirinin vermiş olduğu cesaretle eline geçen ne varsa,gözüne ilişen  eşyaları fırlatmaya başlamıştı o sıra.Acıyı,hissediyordum,bu şiddet ilk değildi,canımı ne kadar yakacağını biliyordum.Kollarımın engelleyebileceği düşüncesi çok aptalcaydı.Bir an, her şey durmuştu ölüm gibi,ne ses vardı ne de kendisi.Üzerimden kalkan bir kütle yoktu nefes almamı engelleyecek biri yoktu.Gitmişti.Sadece hayatımın doğduğu renk siyah,bütün her şeyi anlamlı kılıyordu bu gece kapalı olan gözlerime.Elime değdirdiğim her şey buz gibi üşütüyor,ateş gibi yakıyordu.Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum durmadan,ne kadar uzun bir süre ağladığımı bilmeyerek sızılıp kalan yerden kalktım.Burnumu çekip yerde duran A4 kağıtlarını alıp,odamda ki balkona doğru ilerledim,sanki tek dert buydu.Elimde ki çakmakla ateşe verdim.Neden böyle bir şey yapmak istemiştim ki?Sadece geçmişimi  yakmak istiyordum öylece, kül olup gitmesini istiyordum canımı yakan herkesin.Canım bu ateş kadar yakıcıydı,ama hayatım her zamanki gibi ne kadar aptal olduğumu bir kere daha yüzüme vurmuştu.Uçmaya çalışan kağıtları engellemeye çalışıyordum.Garipti yanan kağıtları özgürlüğüne kavuşturulacağı yolda ben tekrar ait oldukları yere getirmek için,yakalamaya çalışıyordum hayatım gibi.Gücümün tükendiğini hissedip,aniden yere oturup,bir kez daha ne kadar ağladığımı bilmeden saatlerce ağlamıştım.En sonunda oturduğum yerden kalkıp,karar vermiştim o gece.Bu cehennemden kaçmak hiç kolay olmayacaktı ama kaçmazsam, uzaklaşmazsam yaşayamazdım.Öldürüsiye dövüldüğüm bu cehennemi artık geride bırakıp gidiyordum.Son kez bakıp eşyalarıma iç geçirdim.Her şey siyah beyaz rengindeydi.Aynama bakınca,yüzüm acınası bir haldeydi,bir an önce odamdaki değerli bulduğum her şeyi sırt çantamın içine yerleştirmeye çalıştım.Bir an önce bu lanet evden defolup gitmek istiyordum.Hiç ait olmadığım bu ev ve insanlardan uzaklaşarak,hem kendime hemde onlara iyilik yapıyordum.Yaratıcı tarafından bu seçimime karşı ödüllendirilmiştim belki bu gece.Cesaret,böyle bir şey miydi?İçimde tarif edemediğim bir cesaret,korkusuzluk vardı. Üzerimde ki pijamayı değiştirip,sessizce kurtuluşumun vereceği mutluluğu düşünüp, gülümsememe  yer verdim.Sırt çantamı alıp odamdan çıktım.Sessizce yatak odasına ilerlemeye başladım.Gecenin geç saatlerini hafızamın içine yerleştiriyorken yatak odasını kapısını itinayla açtım.Annem her zaman ki gibi horluyordu.Babam hep aynısını yapardı,asla hatasını kabul etmez,hiç özür dilemez ve bana en acı veren ise hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam ederdi.Bu beni içten içe öldürürdü.Hep babam tarafından her zaman sevilmek istemiştim.Çok şey mi bekliyordum?İstediğim tek şey şefkat ve merhametti.Koltuğun üzerindeki pantolona doğru dikkatli ve korkak adımlarla ilerledim.Cebinden bir miktar parayı alıp pantolonu yerine koydum.Kaygım etrafı süzmem de aceleci davranıyordu.Çıktığım zindandan kurtuluşuma içki ısmarlayacağıma dair söz vermiştim.Evden olabildiğince uzaklaşmıştım.Arkama baktığımda bu cehennemin bana ne kadar geride kaldığına baktım.Yavaş yavaş attığım huzurlu adımları zihnimin en güzel yerine hatıra bırakıyordum yürürken,Özgürlük böyle bir şey miydi?Kendi kendine olmak bu kadar da güzelmiş oysa ki.Gecenin ne kadar güzel olduğunu fark etmem çok zaman kaybına uğratmamıştı.Yanan sokak lambaları,ev lambaları,kaldırımlar,geçen arabaların sesi her şey yabancıyken şimdi tanıdık hissettiriyordu.Tuhaftı içime çektiğim havayı ciğerlerime armağan ettim.Tüm bu güzel duygularımla savaşırken epey uzaklaşmıştım.Nereye gideceğimi bilmiyordum.En iyisi teyzeme gitmekti,teyzem beni annemden daha fazla sevip,sahiplenip sahip çıkabilirdi.Onun bir çocuğu olmamıştı ama,beni kendi kızı olarak sayıyordu.Benzincinin köşesinde durup,teyzemi arayacakken bağırma sesi ile,sesin geldiği yöne  doğru  baktım. Benzicinin içindeki  süpermarketin içindeki   silahlı adamlarla bakışlarımız ellerindeki silah kadar,ölümcül bakıyordu.Silahlar beni hep korkuturdu.Adam elimdeki telefona bakıp,bana doğru gelmesi beni kendime  getirip uyanmamı sağlamıştı.Göz göze gelince,yutkunup telefonu kapattım.Kalbimin sesleri artık kulağımın içinde atıyordu.Birisi kapının güvenliğini sağlıyorken içeride olan siyah maskeli adam elinde ki silahı kasiyere doğru tutuyordu.Kasiyer olan adam bir eli havada diğer eli kasada ki paraları elindeki beyaz poşete dolduruyordu.Korku,duygumu canlı tutup elimi ayağımı bağlamıştı.Kapıyı koruyan adam beni fark edince içeriye girdi.

İPE ASILAN HAYATLAR (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin