17.Bölüm. "Saf."

19.9K 854 136
                                        

MEDYA:Gif var!

PLAYLİST:Lukas Graham-Better Than Yourself

###

Bakışlarımı tekneye doğru çevirdim ve büyük bir patlamayla etrafa saçılmasına şahit oldum.

"Poyraz?" diye fısıldadım yavaşca.Yanlış mı görüyordum yoksa az önce tekne gözlerimizin önünde parçalara mı ayrılmıştı?

Bakışlarımı Poyraz'a doğru kaydırdım.Kaşlarını çatmış tekneye bakıyordu.Bir eli belimdeydi ve sıkıca beni kavrıyordu.Bir elimi onun omzuna koyduğumda bakışlarını bana doğru çevirdi.

"Poyraz?" diye fısıldadım tekrardan.

"Şşt." dedi parmaklarının bir kaçıyla dudağımı kapatırken."Geçti bücürük."

Parmakları,dudaklarımı adeta yakarken tek yaptığım yüzünü incelemek oldu.

"Şimdi ne yapacağız?" diye fısıldadım diğer elimi de boğulmamak için Poyraz'ın omzuna koyarken.Poyraz aramızdaki mesafeyi gitgide kapatırken,"Kıyıya kadar yüzmemiz gerekecek." diye fısıldadı.Gülümsedim.Tekneniz -pardon arkadaşınızın teknesi- patladığında ne kadar gülümseyebilinirse.

"Poyraz." diye fısıldadığımda 'hı' anlamında mırıltılar çıkardı."Tekne battı."

Hafifçe gülümsedi.Allah aşkına,benim teknem batsaydı kendimi paramparça ederdim heralde.Poyraz neden bu kadar rahattı ki?Gerçi onun arkasında tapu gibi babası var ama..

"Biliyorum." 

"Kim yaptı?" diye sordum fısıldayarak.Poyraz kaşlarını çattı.Suratı kasıldı ve gözlerini bende kaçırdı.

"Bilmiyorum.Ama bulursam..."

Poyraz'ın susmasını sağlamam ona sarılışım olmuştu.

Evet,yanlış görmediniz.Ona sarıldım.Çenemi omzuna koydum.Gözlerimi denize diktim.Daha sonra gözlerimi sımsıkı kapadım.Poyraz önce şaşırdı.Bana bir ömür gibi gelen bir süre sonra kollarını belime doladı.Kollarını belime dolamasından sonra gözlerimi daha sıkı kapadım.Beni görmediğini biliyordum ama kendime bunu yapma ihtiyacı buldum.En derinlerde bir yerlerde.Okulda çoğu erkek benden çekinirdi.Malum dövüşler.Bana yaklaşanlar elbette oluyordu ama ben hep beynimi kullanarak hareket ediyordum.

Ama hayatımda ilk defa,kalbimi dinlemiştim.Poyraz farklıydı.O tıpkı bir ay gibiydi.Bir tarafı aydınlıktı.Hatta öyle bir aydınlıkti ki,benim için fazlaydı.Ama diğer tarafı karanlıktı.Kimsenin girmesine izin vermediği karanlık topraklardı.Ama gerçek Poyraz,ikisinin tam ortasındaydı.Orada kurtulmayı bekleyen küçük bir çocuk.İşte Poyraz Göktuna buydu.

Ona sarılmıştım.Çünkü buna ihtiyacım vardı.İhiyacı vardı.İhtiyacımız vardı.Aramızda hiç bir şey yok.Ama kendimi onun yanında güvende hissediyordum.Gökhan'ın dedikleri aklıma gelse bile.Rüyasında sayıkladıkları aklıma gelse bile.Bilmiyorum,belki de şaşkınlığım yüzünden ona sarılmıştım.Ama bildiğim iki şey vardı;

Birincisi,birileri bizi öldürmeye çalışmıştı.

İkincisi,Poyraz'a sarılmak hiç olmadığı kadar iyi hissettiriyordu.

"Derin." Poyraz'ın fısıldayan sesini duyunca kollarımı gevşettim ve Poyraz'dan ayrıldım.Cevap vermek yerine gözlerimi onun gözlerine diktim.Bu durumlarda utanılmazmıydı?Bende neden öyle olmadı?

"Gitmeliyiz." Poyraz'ın yüz hatlarını inceledim.Onu hiç böyle görmemştim.Şaşkın.Endişeli.Mutlu?

"Nereye?" dedim etrafa göz gezdirirken.Kıyı seçilebiliniyordu ama oraya kadar yüzebileceğimi hiç sanmıyordum.

YIKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin