57.Bölüm. "Kapüşonlu Kız."

11.9K 474 61
                                    

Yorumlarınız çok harika, beni çok mutlu ettiniz. :')

İyi okumalar dilerim! :)

(Playlist: Imagine Dragons-Bleeding Out)

--

57.BÖLÜM. "KAPÜŞONLU KIZ."

Duyduklarımı idrak etmem kısa ve etkili sürmüştü. Daha ilkandan itibaren, arsıca dolanan bir düşünceydi belki... Ama tam şu anda, gözlerimgözlerinde, ellerim ellerinde, alnım alnındayken...

İmkânsız geliyordu.

Şaşkınlık tam anlamıyla kavramını yitirmişti. Bunun anlamışaşkınlık olamazdı. Gözlerine bir kere daha baktım. Aramızda olan o çekişmelibağ yok olmuş, kalbimin gümbürtüsü her yeri doldurmuştu. Yutkunmak istedim,beceremedim. Nefeslerim sıklaştı; gözlerim karardı. Dilim 'evet!' diyehaykırmak için kıvrıldı; ama sonra derinden bir ses duydum.

Ben on sekiz yaşındayım. Evlenemem.

"Ben.." diye kekeledim. Cümlemi bitirmek için ağzımı açtım,ağzıma kelimeler yerine Poyraz'ın sıcak nefesi doldu. "Poyraz ben... on sekizyaşındayım... olma-"

"Şimdi değil," dedi Poyraz. Benim aksime kelimelerianlaşılır ve duru çıkmıştı. Gözlerimi yumdum. "Bu yüzük, sözümüzü hatırlatacakbize. Tamam mı? Günün birinde... Belki de sadece ikimizin olduğu bir uçurumdaevleneceğiz. Çünkü hep öyle olmadı mı? Hep o uçurumun kenarındaki çift oldukbiz."

Çift. Bu kelimeninşu ana kadar bana hatırlattığı tek şey rakamlar olmuştu: 2, 4, 6... Ama şuanda,çift rakamlar değildi. Rakamlar karanlık bir sisin içinde kaybolmuştu.Gözlerimi açtım, Poyraz'ın kahverengi gözlerine baktım. Cevap vermem mi gerekiyordu?Sadece susup gözlerine baksam, olmaz mıydı?

"Bir cevap beklemiyorum," diye fısıldadı Poyraz. "Sana'istiyorum' demiş olabilirim. Ama istemiyorum. O an geldiğinde, ister kabul etkabul etme. Ben yalnızca, o anın geleceğini söylüyorum."

Sonra ne oldu biliyor musunuz? Gözlerim buğulandı, genzimdenyukarıya bir hıçkırık kaçtı. Poyraz'ı bırakıp yere çöktüm ve ağlamaya başladım.

Poyraz benimle birlikte yere çöktü. Kollarını etrafımasardı, kafamı boyun girintisine soktu. Ellerimle sanki ayıp bir şeymiş gibigözlerimi kapadım. Ağlamak? Hem de bu durumda? Tam da Derin Arlı'ya yakışan birhareket.

"Özür dilerim," diye hıçkırdım. "Her şeyi mahvettim, özürdilerim."

Babamın son sözlerini fısıldadığı adamın kollarındaydım. Budüşünce hızla düşüncelerime çarptı. Geriye doğru sıçramamak için kendimi zortuttum.

"Önemli değil, bücürük." diye fısıldadı.

"Lütfen," diye hıçkırdım bir kere daha. "Lütfen, beni affet.Gökhan'a zarar vermek istememiştim. Özür dilerim!"

"Özür dilemene gerek yok," diye fısıldadı. Sesindeki o sakinlikher zerreme yapıştı, bir an afalladım.

Bir süre öylece kaldık.

"Hadi," diye fısıldadı kulağıma doğru. "Seni evinebırakayım," Sonra güldü. Normal bir gülüş olsa takmazdım belki ama ogülüşündeki hayal kırıklığı beni paramparça etti. "Sanırım bütün büyü bozuldu."

Poyraz ayağa kalkmak için hareketlendi ama elimle durdurdum."Eve gitmek istemiyorum," diye fısıldadım. Annem orada, beni bekliyordu.Cevapları bekliyordu. Kendime küfrettim, anneme söylememeliydim. "Senin yanındakalmak istiyorum."

Poyraz tekrar hareketlendi; ama bu sefer durdurmak içinbaşka bir şey yaptım. Yüzüğü taktığı elimi yanağına koydum ve dudaklarımıüzerine kapattım. Başka hiçbir şey yapmadım, bu O'nu durdurmaya yetmişti.Dudaklarını araladı ve öpüşüme karşılık verdi. Ellerim ensesine doğru hareketetti ve kedimi Poyraz'a bıraktım.

YIKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin