Ön Okuma (Final)

11.8K 291 42
                                    

Merhaba!

Bu bölümü yayınlamadan önce son yayınladığım tarihi fark ettim; sizin benden uzun süredir bölüm beklediğini biliyorum. 

Öncelikle, bölümü hala yazıyorum. Zaten sonda kısa kısa bölümler olacak finalden.

Bunu yapmak benim fikrim değildi; gerçekten, bu kadar uzun süreceği aklımın ucundan dahi geçmiyordu. Ama oldu işte. Yeni bir okul ve alışmaya çalıştığım çok sıkı bir sınav haftam vardı. Bu benim hatam mıydı? Değildi. Hayallerimin okuluna gidiyorum ve başlamadan önce bile her şeyin farklı olacağını biliyordum. Sadece, bu kadar fazla olacağını bilmiyordum. 

Fakat elbette tüm neden bu değil. Bunu 'haklı' bir neden olarak görmeyecek olan kişiler elbette olacaktır - hatta tahminimce büyük büyük bir çoğunluk- ama inanın bana bir süre gerçekten hiçbir şey yazamadım. Beyaz sayfaları her açtığımda harfler gözümde o kadar büyüyordu ki; yazdığım birkaç cümle oluyordu, onları da bir sonraki açışımda siliyordum. Haftalarca bu durum öylece gitti; çoğalması gereke paragraflar azaldı, azaldı...

Sizden kaç kere özür dilemem gerektiğini bilmiyorum. Belki on sayfa dolusu yazsam; yinede yetmez. Ama gerçekten özür dilerim. Hiçbiriniz bunları hak etmiyordunuz, bende etmiyordum.

Gerçekten uzun bir süredir wattpad'e hiç bakmadım. Ve şuan bakıyorum da; 545 K. 545 K! Birkaç dakika bu sayıya baktığımı hatırlıyorum; o kadar yüksek bir rakam ki... Ne desem bilemiyorum. Bu kadar uzun süre bekletmeme rağmen, tekrar tekrar okuyan o milyonlarca harika insana teşekkür etmek istiyorum. Samimi söylüyorum; bir insanın sahip olabileceği en harika okuyucularsınız.

Söz veriyorum; en kısa sürede bücürük ve egoiste kavuşacaksınız. 

Ama elbette kuru bir özür dileyip geçmeyeceğim. Harika fikirlerim var! 

Hepsini açıklayacağım; ama önce sizi finalden olan parçalarla başbaşa bırakmak istiyorum.

--

--

Kelimelerin zihnimde yaşadığı çırpınış; beni mahvediyordu.

Her bir harfin elindeki kamçıyı bana savurduğunu, gerçeklerin yarattığı soğukluk kadar net hissedebiliyordum. Kelimelerin soğukluğu, zihnimdeki çırpınışta kaybolurken, acıyı hissettim.

Yıkıntılar ardında kalmış, zamanla tozlaşmış o kirli düşünceler sessizlik içerisinde ayaklandı ve birbirilerine tutunup bir merdiven yaptılar. Hadi, diye fısıldadıklarını duyabiliyordum. Hadi tırman, Derin. Kafamı kaldırdım ve önümde, havada asılı duran merdivenin sonuna baktım. Ellerim ipi tutmak içi hareketlendi ama o sırada bir ses duydum: Beni kurtarmaya gelme.

----

"Derin?" diye fısıldadı Poyraz. Ses tonu o rüzgardan arınmış, başıboştu. "İyi misin?"

"İyiyim," dedim. Bakışlarımı ayak ucuma topladım ve o yıkıntılar ardındaki beden ile yeniden baş başa kaldım.

"Nerede o?" diye sordu Ecmel.

"Nerede olduğunu biliyorum," dedi Bartu. "Derin, sakin olacağına söz verir misin?"

"Tamam," dedim. Değildi. Oraya gitmek istiyordum. Yıkıntıların gölgesinde yaşamaya yeniden başlamak, o seslerin şiddetini artırmıştı. Ama Gökhan'ın sesini hala seçebiliyordum. İçimde bir yerde, hala canlıydı.

---

Cezalandırılıyor muydum?

YIKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin