29.Bölüm. "Kâğıt."

15.6K 647 68
                                    

PLAYLİST: We Can't Stop - Miley Cyrus (Boyce Avenue feat. Bea Miller cover)

MEDYA: Poyraz

İyi okumalar.Bol yorum istiyorum :*

--

Poyraz'ın eli belimde eve doğru yürümeye devam ederken, neler yapacağımı düşünüyordum. Oyun başlamıştı. Artık piyon değildim. Poyraz'ın korumasına ihtiyacım yoktu. Olmamalıydı. Onlarla kendim karşılaşmalıydım. Hesabı ben kapatmalıydım. "Şah-mat." Diyen ben olmalıydım. Onlar değil. Oyunu ben bitirmeliydim.

"Derin," dedi Poyraz usulca. Kafamı ona doğru çevirdim. "Bak, intikam almak istediğini biliyorum. Ama sana zarar gelmesini istemiyorum."

Ardından beni öptü. Her zamanki gibi değildi. Daha yumuşak ve hassas. Belkide daha farklı şeyler. Ama kesinlikle farklıydı.

Yüzümde duru bir ifade hakimken kaşlarımı çattım. "Aynı şey Minel'e olsaydı, sakin kalır mıydın?"

"Aynı şey değil.."

"Aynı şey!" diye bağırdım Poyraz'dan uzaklaşırken. "Kardeşimi öldürdüler Poyraz! Gözlerimin önünde!"

"Sakin olur musun?" dedi sessizce. Kısık koyu renk gözleriyle etrafı taradı. "İnsanlar bize bakıyor."

"Umurumda mı sanıyorsun?" dedim onunla aynı ses tonuyla. Poyraz'a yaklaştım. Öfkem gözlerimi kapatmıştı. Yaptıklarımın farkında değildim. "Bana yardım edecek misin? İzin verecek misin?"

Gözlerinin içine baktım. Ne dediğinin farkında olmasını istiyordum. Neler yaptığının. Bana nasıl davrandığının. "Yardım etmeyeceğim.İzin vermiyorum."

Gözlerim hırsla açılmış ve kalbim hayal kırıklığıyla dolmuşken Poyraz'ı ittirdim. "Siktir git o zaman!"

Poyraz geriye doğru sendeledi. Şaşkınlık dolu gözleriyle bana baktı ama ben ona bakmayı tercih etmedim. Arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Birkaç dakika sonra sırtımı duvara yasladığımda Poyraz'ın gelmesini bekledim. Gelip beni öpmesi. Dudaklarını benimkilerle buluşturmasını.

Ama hiçbir şey olmadı. Ne gelen oldu. Ne de öpen.

Gelmemişti. Peşimden gelmemişti. O kadar umut etmiştim ki. Gelip beni öpmesini o kadar çok istemiştim ki. Ona o kadar değer veriyordum ki..

Kalbim acımıştı. Söylediğim sözlerden değil. Yaptıklarından. Yaptıklarımızdan. Yanağımda ki ıslaklığı fark ettiğimde kolumu gözüme doğru getirdim ve gözyaşlarımı sildim.

O kaybetmişti. İntikamımı almalıydım. Engel olamazdı. Suat acı çekmeliydi. Öyle yada böyle.

"Sorun yok," diye tekrar ettim yürümeye başlarken. "O yoksa başka birini bulursun."

Hava kararmıştı. Gün içinde iki kez uyuduğum için kendimi oldukça dinç hissediyordum. Uykuya ihtiyacım yoktu.

"Derin!"

Arkamı dönüp onu görünce şaşırmıştım. İçimi aniden bir üzüntü kapladı. O anın verdiği şaşkınlıkla koşarak ona sarıldım. Uzun zaman olmuştu. Ona böyle sarılmayı özlediğimi fark ettim.

"Buğra.." diye fısıldadım kulağına doğru.

"Derin,buradayım." Dedi beni kendinden ayırdıktan sonra. "Çok üzgünüm Derin. Yeni öğrendim. Yemin ederim. Affet beni."

Beni kendine çekti ve sarıldı. "Akra'nın öldüğünü yeni öğrendim. Başın sağolsun,Derin."

" Söyleme öyle," dedim ona sıkıca sarılırken. "Yalvarırım deme öyle. O ölmedi. Anlıyor musun?"

YIKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin