SAPLANTI

50|ÖZEL BÖLÜM

Birkaç ay sonra..

Zach Bennett

Saatin kaç olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu lakin küçük yuvarlak pencereden odaya çok az yansıyan ay ışığına bakarsak akşam olmuştu. Ben öylece Perri'yi incelemeye devam ederken hayatımın şu son 3 ayının ne kadar kusursuz geçtiğini düşünmeden edemiyordum. Sanki tüm çektiğim sıkıntıların ödülüydü bu.

Geriye dönüp baktığımda o kadar harika zamanlar geçirmiştim ki inanması bile gerçekten güçtü. Perri ile oldukça büyük bir düğünle evlenmiştik. Ona yaptığım ilk basit evlenme teklifinden sonra ona tekrar bir evlenme teklifi daha etmiştim. Çünkü ilk evlenme teklifi medyaya evleneceğimi göstermek amacıyla planladığım bir teklifti sadece.

Tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Magazin sayfaları 1 hafta boyunca hakkımızda bir sürü haber yapmıştı evleneceğimize dair. Bu işin en zor olan kısmıydı bana göre. Lakin sonucunda çoğu insan Perri'nin evleneceğim kadın olduğunu öğrenmişti. En azından bundan sonra onun kim olduğunu anlayacaklar, gözleriyle bakma gereği bile duymayacaklardı. Aksi takdirde sonuçlarına katlanmak zorunda kalırlardı çünkü.

Ben kıskanç bir adamdım. Hele ki konu deliler gibi aşık olduğum kadın olunca kendime bu konuda hakim olmam imkansızdı. Bu magazin sayfaları sayesinde insanların dış görünüşünü berbat etmek zorunda kalmamış oluyordum sonuç olarak. Bu, düşündüğümüzde onlar açısından iyi bir şeydi.

O teklifin ardından Perri ile sadece benim bildiğim, diğer insanlar için hiçbir şey ifade etmese de bizim için oldukça önemli sayılabilecek bir evlenme teklifi etmiştim. Hayalimdeki de tam olarak buydu. Medyanın kendimize ait ve bize özel olan anıları mahvetmesini istemiyordum çünkü. Ben de böyle bir çözüm bulmak durumunda kalmıştım.

Hem bu süre zarfında Perri'nin ailesi bir süreliğine bizde kalmışlar, onlarla da kaynaşma fırsatım olmuştu. İlk başlarda bu ani evlilikten hiç hoşlanmasalar da sonrasında onları ikna etmeyi başarmıştık. Bunda abimin fazlasıyla etkisi olduğunu söyleyebilirdim.

Düşüncelerimden telefonumun titreşimiyle sıyrılmak zorunda kalmıştım. Yatağın bir köşesine koyduğum telefonu ararken Perri'nin uyanmaması için elimden geldiğince hızlı yapıyordum bu işlemi. Sonunda telefonumu bulduğumda ekranda William'dan gelen görüntülü aramayı fark ettim.

Aramayı reddedip yataktan çıktım. Üzerime odadan bulduğum bol siyah kazağı geçirip gri eşofmanımın belimden hafif düşmesini bile umursamadan çıktım odadan. Hava oldukça soğuktu. Umursamadan telefonumdan William'ı görüntülü olarak aradım. Anında açmıştı.

"Ne yapıyorsunuz balayı çifti?"

Anında gülerek konuya dalması gözlerimi devirmeme sebep oldu. En azından ilk nasıl olduğumu sorabilirdi. Bu acelecilik William'a bu aralar nereden geliyor anlamıyordum. Türkiye'nin havası dokunmuştu sanırım.

Telefonun kamerasını çevirip flaşı açarken aynı zamanda da deniz manzarasını gösterdim ona. "Gördüğün gibi tatilimizi yapmaya çalışıyoruz," dedim 'çalışıyoruz' kelimesine baskı yaparak. Balayına çıktığımızdan beri yaklaşık 4.arayışıydı bu. Yatın en uç kısmına ilerleyip koltuklardan birisine oturdum

Arkadan "Perri nerede?" diyerek kadraja giren Lavin ile birlikte "Uyuyor," demekle yetindim. İstemsizce esnememe engel olamamıştım. Saat her ne kadar akşam saatlerini gösterse de uyumam gerekiyordu. Uyku düzenimiz fazlasıyla bozulmuştu ama bu kimin umrundaydı ki?

Telefonun kadrajına bu sefer de Adam ile Mirna girince onları beraber gördüğüm için şaşkınlıkla kaşlarım havalandı. Adam, Türkiye'ye William'ın yanına gideceğini söylemişti ama Mirna'nın da onunla birlikte gideceğini tahmin etmemiştim. En son Perri ile düğünümüzde şiddetli bir kavga edip erken saatlerde düğünümüzden ayrılmışlardı.