Perri Carol
O öylece bana sarılırken ben de sessizce gözyaşları dökmekteydim. Uzun bir süre geçmişti ama hâlâ daha çekmemişti kollarını üzerimden. Bu durum beni deli gibi korkutuyordu. Fakat onun korktuğumu fark etmemesi için olabildiğince ses çıkarmamaya çalışıyordum. Ne kadar başarılı olabildiğimse meçhul.
Kollarımı iyice kendime çekip göğsümde birleştirdim. Aramıza mesafe sokmaya çalışıyordum. Belki geri çekilir umuduyla beklemeye devam ettim.
"Sana hiçbir şey yapmayacağım Perri.. Sadece bana karşılık ver!"
Sinirli sesi odayı doldurduğunda ağzımdan bir hıçkırık sesi çıkmasına engel olamamıştım. Kollarımı zorlukla hareket ettirip çıplak sırtına yerleştirdim. Soğuk vücudu ufak bir an irkilmeme neden olurken çabucak toparladım kendimi.
Parmaklarını tekrardan belimde hissettiğimde çok geçmeden beni kendisine doğru çekti. Böylece aramızdaki mesafe tümüyle yok olmuştu. Sanki ufacık bir hareketimde kollarının arasından kaçacakmışım gibi sıkı sıkı sarılıyoru bana. Bu his ise çok değişikti...
"Sarılmak istemeyecek kadar mı nefret ediyorsun benden?"
Hiçbir şey söylemedim. Cevabı belliydi zaten. Ondan nefret etmiyordum ama bu ona karşı iyi duygular beslediğimi ifade etmiyordu. Tanrım... onu tanımıyordum bile!
Durmaksızın akan gözyaşlarımı durdurmaya çalışarak sırtındaki kollarımı usulca geri çektim. Bir bahane uydurup buradan gitmem gerektiğini biliyordum. Her ne kadar kollarını üzerimden çekmeyeceğini bilsem de onu göğsünden iterek uzaklaşmaya çalıştım.
Kollarının arasından ayrıldığımda derin derin nefesler almaya başladım. Kollarının baskısı üzerimden tamamen yok olurken hafif şaşkınlıkla, hafif de korkuyla yatakta oturur vaziyete geldim. Şimdi ne yapacaktım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
Teen Fiction[tamamlandı] Uyanacaktı. Başını oynatıp yatış pozisyonunu değiştirdi. Sanırım gitme vaktim gelmişti. Ona son kez bakıp odasının açık kapısından koridora çıktım. Ses çıkarmamaya özen göstererek aşağı kata indikten sonra çıkış kapısına doğru adımladım...