Zach Bennett
Mezarlığa geldiğimizde girişte öylece durmuş onu izliyordum. Yüzü dehşete düşmüş gibiydi. Onun mezarlıktan korktuğunu biliyordum ama yapacak bir şeyim yoktu.
Annem eve gelmek istememişti ki. Üstelik ısrar etmeme rağmen. Hem abim istemezdi annemin eve gelmesini. Ben de çözümü Perri'yi buraya getirmekte bulmuştum. Yanında ben varken korkması gereken herhangi bir etken yoktu.
"B-ben korkuyorum, d-dönelim n'olur!"
"Beş dakikacık sabredemez misin?"
Kolundan sıkıca kavrayıp onu mezarlığa soktum. Titremesi iyice sinirlerimi gererken bu kadar basit bir şeyden bile korkması hoşuma gitmemişti.
Çırpınıp ağlamaya başladığında onu umursamadan sürüklemeye devam ettim. Kısa sürede çoktan annemin yanına gelmiştik. Üstüme çeki düzen verip Perri'nin elini tuttum. Annem yüzündeki o harika gülümsemesiyle bize bakıyordu.
"Anne! Sana onu getirdim."
Annemin yüzündeki gülümseme iyice genişledi. Onu mutlu görmek beni de mutlu ediyordu.
"Onun adı Perri. Çok güzel değil mi ama?"
"S-sen! K-k-kiminle k-ko-" demesine kalmadan Perri'nin lafını bölmüştüm.
"Şşt. Sessiz ol güzelim, annemi duyamıyorum."
Annemin konuşmasını kesmişti.
"Üzgünüm anne, devam et lütfen."
Ona anlattığımdan daha güzel olduğunu söylemişti annem. Gülümsedim.
"Biliyorum anne.."
"Kes şunu!"
Perri birden bağırınca sinirli bakışlarım ona döndü.
"S-sen delisin! Kafayı yemişsin! Burada kimse yok ve hâlâ konuşmaya devam ediyorsun!"
Hadi ama! Karşımda oturan annemi görmüyor muydu?
"Perri hemen annemden özür dile!"
"Olmayan birisinden özür dilememi isteme benden!"
Bağırması bardağı taşıran son damla olmuştu benim için. Sinirle kolunu tutup kelimeleri üstüne basa basa tekrardan konuştum.
"Sana... özür dile... dedim!"
Cümlemi ne kadar ciddi olduğumu belli etmek için üstüne basarak söylemiştim ama hâlâ itiraz ediyordu. Sinirlerime hakim olamayarak onu sertçe yere ittim. Amacım annemin önüne diz çöktürüp özür dilemesini sağlamaktı.
"Şimdi ondan özür dile!"
"Ö-ö-özü-r d-diler-"
Ağlamaya başlamıştı. Özür dilemesi yarım kalmış, hıçkırarak ağlıyordu. Kolundan sertçe çekip ayağı kaldırdım. Yüksek bir çığlık duyuldu mezarlıkta. Umursamamaya çalışıp onu sürükleyerek mezarlığın çıkışına doğru götürmeye başladım.
Annemi daha fazla üzemezdi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
Teen Fiction[tamamlandı] Uyanacaktı. Başını oynatıp yatış pozisyonunu değiştirdi. Sanırım gitme vaktim gelmişti. Ona son kez bakıp odasının açık kapısından koridora çıktım. Ses çıkarmamaya özen göstererek aşağı kata indikten sonra çıkış kapısına doğru adımladım...