39|VAZGEÇİŞ

14.4K 754 257
                                    

Zach Bennett

"Ne?!"

Ne dediğimin anlaşıldığını düşünüyordum ama bana karşı olan şaşkın bakışlarından anlamamış gibi duruyordu. Omzumu silkip elimdeki bavulları daha sıkı kavradım. Perri ise hâlâ daha şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

Elimdeki bavuluyla merdivenleri çıkmaya devam ettiğim sırada "Dur orada!" diye seslenmesiyle duraksamak zorunda kaldım. Onu istemediği bir şeye zorlamak istemiyordum lakin burada benimle kalmasını da istemiyor değildim.

"Bavulumu bana verir misin lütfen? Gitmek istiyorum."

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Her türlü bu akşam burada kalacaktı. Çünkü bu saatte buradan gitmesi, ben evine kadar bırakmadığım takdirde mümkün değildi. Ben de onu bile isteye evine götürmeyeceğime göre...

"Taksinin şehir merkezinden buraya kadar gelmesi en az 3 saat sürer. Evine bu saatten sonra gidebileceğini düşünüyor müsün hâlâ?"

Perri Carol

Lanet olsun ki haklıydı. Üstelik evimin anahtarını Lavin'e bıraktığım için gecenin bir vakti anahtarımı almak için onu rahatsız etmem saçmalık olurdu. Ciddi bir aptaldım!

Buradan eve gidene kadar saat gece yarısını çoktan geçmiş olurdu ve Zach'in beni bırakmasını istemekten başka bir çarem yoktu. Yüzünde burada kalacağımdan emin olduğuna dair bir gülümse varken beni buradan götüreceğini hiç sanmıyordum. Tek bir çare kalıyordu geriye.

İstemeyerek de olsa "Tamam," dedim bezgince. Ardından ekledim. "Sadece bu gecelik burada kalacağım. Yarın evime gitmeme izin vereceksin."

Yakışıklılığı midemi bulandırmıştı.

Tamam, midem bulanmamış da olabilir pek emin değilim.

Hiçbir şey söylemeden tekrardan arkasını döndü ve merdiven basamaklarını çıkmaya başladı. Birkaç dakika öncesinde yattığım koltuğa oturup kendimi düşüncelerime bıraktım.

Onu yaklaşık 2 hafta kadardır görmüyordum. Özlediğimi düşünüyordum ama psikoloğumun söylediği şeylerden sonra öyle olmadığına ikna olmuştum. İlk günler yokluğu hissedilse de kendimi onun yokluğuna alıştırmıştım.

Bir süre sonra ise şöyle bir olgu oluşmuştu ben de: Madem onun yokluğuyla başa çıkabiliyorum, o zaman onu artık neden görmek isteyeyim? Hayatımda olmasa da olur. Lakin işler bu şekilde gelişmemişti işte...

Hâlâ daha inanamıyordum şu an yanında olduğuma. Beynimi uyuşmuş gibi hissediyordum. Fakat her şeye rağmen mutlu muyum diye soruyordum kendime? Onun yanımda olması beni mutlu ediyor mu, bana iyi geliyor mu, bilmiyordum.

Bunu da zaman gösterecekti sanırım...

William Novák

Yumruklarımın ardı arkası gelmezken bu işe tekrardan nereden bulaştığımı sorguluyordum. Şu an bir ringin ortasında daha önce hayatımda hiç görmediğim bir adamdan çıkarıyordum tüm sinirimi. Ne gerek vardı, bilmiyordum. Sadece buraya gelmek istemiştim. Sonuç olarak da buradaydım.

Etraftaki adamlar deli gibi bana tezahürat yaparlarken beynim hiçbirisini duymuyor, boğuk bir uğultu halinde geliyordu her şey. Karşımdaki adama odaklanmıştım sadece. Dikkatimi hiçbir şeyin dağıtmasına izin vermiyordum.

SAPLANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin