Perri Carol
"Duyguların sandığın gibi korkacağın bir şey değil Perri. Anladığım kadarıyla ona sadece üzülüyorsun ve sana karşı olan hisleri ister istemez aklını karıştırmasına sebep oluyor. Bana, onun yüzünden yaşadığın kötü anıları unutamadığını söylemen de bunları destekliyor. Yaptığının yanlış olduğunu söyleyemem. Ona karşı olan iyi yaklaşımını anlayabiliyorum. Yaşadığı zorlukları bilemeyiz ve sen de konuya daha çok hakim olduğun için ona bazı konularda duygularından ödün vermen normal. Lakin bu endişelendiğin gibi bir aşk ya da hoşlantı değil. Aksine acıma da değil. Sadece onun bu durumda olmasına üzülüyor, elinden gelebilecek şeyleri yapmayı göze alamıyorsun. Çünkü onun davranışları seni korkutuyor."
Bay Collins'in söylediklerini başımla onayladım. Başkalarına bazı şeyleri anlatmak rahatlamama sebep olduğu için beynimin düşünmekten patlayacağı bu zamanda ilk işim psikoloğum Bay Collins'den randevu alıp buraya gelmek olmuştu. Pişman da olmamıştım. Söyledikleri beni ona inanmaya ikna ediyordu.
Odadaki saate kısa bir göz attığımda randevunun yavaş yavaş sonuna geldiğimizi fark ettim. Bay Collins'e teşekkür ederek oturduğum yerden ayaklandım. Ceketim ile çantamı alıp klinikten ayrıldım. Hava kararmadan eve yetişmek için hızlı adımlarla caddeye çıktım.
Hafif esen rüzgarda eve yürümek oldukça iyi geliyordu. Etrafta bir yerlere yetişmek amacıyla koşuşturan insanları görmek az da olsa beynimi başka düşüncelere çekiyor, insanların yüzlerinden nasıl bir kişiliğe sahip olduklarına dair tahminlerde bulunuyordum.
Bir süre öylece insanları gözlemlerken telefonumun bildirim sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp çantamdaki telefonumu elime aldım. William'dan mesaj gelmişti. Bildirime dokunup mesajı açtığımda uzun bir metinle karşılaştım. Kaşlarımı çatıp mesajı okumaya başladım.
Daha önceki tartışmamızda sana Zach'in o durumda olmasının sebebinin sen olduğunu söylediğim için özür dilerim Perri. Sadece onun daha fazla üzülmesini istemediğim için biraz sert çıkışmış olabilirim. O günden sonra aramıza bir soğukluk girdiğinin farkındayım. Kimseyle sorunum olsun istemiyorum. Sadece Zach'i üzdüğün için sana kızgındım. Onun duygularına karşılık vermek zorunda olmadığını biliyorum. Tam bir aptal gibi davrandığımın da farkındayım. Zach'in o durumda olmasından asla seni suçlu bulmuyorum. O gün fazla sinirlenip kalbini kırdığım için üzgünüm. Dost muyuz?
Gülümsedim. Düşünceli davranıp bunları yazması bile onun insanları üzmekten ne kadar çok kaçındığını anlamama yetiyordu. En azından hiçbir şey olmamış gibi davranmak yerine hatasını kabullenmeyi seçiyordu William.
Hâlâ ona mı takıldın sen? Tabii ki de dostuz :)
Yazdıktan sonra gönderdim. Umursamıyormuş gibi yapıp olayı tamamen kapatmak istiyordum. Bu konuya takılıp günlerce üzerinde durduğumu bilmelerine çok da gerek yoktu şahsen. Telefonu çantama koyup yola kaldığım yerden devam ettim. Eve varmama çok az kalmıştı.
Yaklaşık 10 dakikanın sonunda evime gelmiştim. Çantamdan evimin anahtarını çıkarıp bahçeye giriş yaptım. Tam o esnada evimin önüne oturmuş 2 kişiyi görmemle kaşlarımı çattım. Lavin ile geçen günki kız buradaydı. Mirna'ydı sanırım.
Lavin beni görmesiyle hızla oturduğu zeminden ayaklanıp "Perri, bunu görmen gerekiyor! Zach..." dedi ama Mirna'nın kolunu dürtmesiyle duraksadı. Tanrım, neler oluyordu yine?
Lavin anında konuşmayı keserken devamını getirmesi için "Zach ne?!" diye sordum sesimin sert çıkmasına engel olamayarak. Mirna telefonundan bir şeyler yaptıktan sonra telefonu bana uzattığında hızla aldım telefonu elime. Ekranda gördüğüm ise yerimde donup kalmama neden oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
Teen Fiction[tamamlandı] Uyanacaktı. Başını oynatıp yatış pozisyonunu değiştirdi. Sanırım gitme vaktim gelmişti. Ona son kez bakıp odasının açık kapısından koridora çıktım. Ses çıkarmamaya özen göstererek aşağı kata indikten sonra çıkış kapısına doğru adımladım...