48|UTANÇ

15.9K 755 301
                                    

Perri Carol

Evden düşünceli bir şekilde ayrılıp çağırdığım taksiye bindim. Dünden beri aklımdaki düşünceler beni yiyip bitiriyordu ve benim bundan kurtulmam için Zach ile konuşmam gerekiyordu. O yüzden uyanır uyanmaz ilk işim hazırlanıp evden ayrılmak olmuştu.

Taksiciye Zach'in evinin adresini söyleyip dışarıyı seyretmeye başladım. Bir yandan da aklım hâlâ konuşacağım şeylere gidiyor, cümleleri aklımda toparlamaya çalışıyordum.

Dün onu kendisine zarar verdiği şekilde görünce bu olaydan fazlasıyla etkilendiğimi gece boyunca bunu düşünüp uyuyamamamdan anlamıştım. Her an Zach'in tekrardan kendisine zarar vereceği düşüncesi beynimi meşgul ediyordu.

Onun iyileştiğini düşünmüştüm. Eskiye göre daha iyiydi, farkındaydım. Lakin düne kadar. Sanki daha önceki sakin kaldığı durumlar bir araya gelmiş, dün sabah aniden patlayıvermişti.

Ona açıkça anlatacaktım hislerimi. Ben henüz kendimle dahi yeni başa çıkmaya başlarken her anımın Zach'i düşünmekle geçmesi kendime vakit ayıramamama sebep oluyordu. Bu da ister istemez beni yıpratıyordu. Çünkü kendimi es geçip tüm enerjimi onun için harcıyordum.

Ben kendimde düzensiz bir ilişkiyi kaldırabilecek gücü bulamıyordum. Bencil davranıyordum ama ben kendimi iyi hissetmezsem Zach'e de iyi hissettiremez, onu olumsuz yönde etkilemeye başlardım. Bunu istemiyordum. O hep mutlu olsun istiyordum ama onu mutlu edecek gücü kendimde bulamıyordum.

Sadece kafamı toplamak, biraz kendime vakit ayırmak için aramızdaki ilişkiye kısa bir ara vermek istediğimi söyleyecektim ona. Belki bağıracak, çağıracak, dünkü gibi kendisine zarar vermeye çalışacaktı. Bunun olmasını istemediğim için de elimden geldiğince açıklayacaktım her şeyi.

O her zaman olmadık şeyler görüyordu ve sonrasında bana sığınıp gördüğü şeyleri unutmaya çalışıyordu. Bu her zaman bu şekilde devam edemezdi ki. Ben her zaman onun hayatında olamayabilirdim. Kendi başının çaresine bakması gerekiyordu.

Ben düşüncelerimin içinde boğuşurken taksi Zach'in evinin önünde çoktan durmuş, benim inmemi bekliyordu. Toparlanıp çantamdan parayı çıkardıktan sonra adama uzattım. Ardından taksiden inip evin bahçesine doğru ilerledim.

Zach'in arabası bahçede olmadığına göre evde değildi anlaşılan. Çantamdan Zach'in bana verdiği evinin anahtarını çıkarıp kapıya doğru ilerledim. Anahtarla kapının kilidini açtım ve içeri girdim.

Eve kısaca göz atarken hiçbir yerin dağınık olmaması rahatlamamama sebep olmuştu. Zach bana nereye gittiğine dair haber vermediği için telefonumu çıkarıp onu aradım. Telefon birkaç çalışın ardından açılmıştı.

"Şirketteki toplantıdayım güzelim. Çok acil değilse seni toplantı bitiminde arasam?"

"Seni evinde bekliyorum. Görüşürüz."

"Seni seviyorum, görüşürüz."

Telefonu sehpaya bırakıp üzerimdeki montu çıkardım. Birkaç gün önce bahsetmişti abisinin yanında çalışmaya başlayacağından. Aklım o kadar karmaşıktı ki bunu bile unutmuştum.

Zach'in evinde nasıl vakit geçireceğimi bilmediğim için evin bazı yerlerinde duran çerçeveleri inceledim. Zach'in çocukluk fotoğrafları vardı çoğu çerçevede. Daha önce bu çerçevelere hiç dikkat etmemiştim. Daha doğrusu inceleme fırsatım olmamıştı. Şimdi ise imceleyecek bolca vaktim vardı.

Alt kattan ayrılıp üst kata çıkan merdiven basamaklarını çıkmaya başladım. Üst kattaki odasına geldiğimde burnuma ilişen çikolata kokusu eşliğinde odaya kısa bir göz attım. Bir dağınıklık arıyordum ama her yer derli topluydu. En azından bir yerler dağınık olsa onları toplamakla vaktimi geçirebilirdim fakat öyle olmamıştı. Ev fazlasıyla temiz, düzenliydi. Öylece odayı dolaşırken ne aradığım, nelere bakındığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bakıyordum sadece.

SAPLANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin