Zach Bennett
Benden kurtulabileceğini sanıyordu. Gerçekten buna inanıyor olması kahkahalarla gülmek istememe neden oluyordu. Geçen 1 ayda benden kurtulduğunu düşünmüş, benim kafasını biraz olsun toparlasın diye onu yalnız bıraktığımı anlayamıyordu. Hoş, böyle bir şeyi de beklemiyordum zaten. Onun gözünde bir caniden farkım yoktu.
Şimdi karşısına çıkınca tekrar onu bulduğumu sanmıştı. Bilmiyordu ki onu hiç kaybetmediğimi, her anından, her saniyesinden haberim olduğunu.
Ah Perri, bir bilsen sana olan duygularımın basit bir hoşlantıdan ibaret olmadığını. O zaman belki biraz olsun beni anlayabilirsin...
Bana okulda muhattap olmayalım demişti. Bunun olabileceğine inanıyor muydu gerçekten? Onu bir sürü abaza erkeğin arasında yalnız bırakacak değildim tabii ki de.
Ona bir tek ben bakabilirdim. Onunla birlikte uyuduğumuz gecelerin hayallerini sadece ben kurabilirdim ve o, sadece bana gülümseyebilirdi. Öğreneceklerdi. Zorla ya da istekle öğreneceklerdi bunu.
Lanet olsun ki daha önce çıkmalıydım onun karşısına! Ne diye bu kadar sene sonra çıkıyordum ki birden ortaya? Onu ilk gördüğüm anda girmeliydim hayatına. Her şey kötü gitse de en azından şu anki kadar belirsiz bir durumda olmazdık...
Bir şeyler yapmalıydım. O bana sırtını dönüp gittikten sonra öylece burada bekleyemezdim. Bakamazlardı ona. Bakmamaları gerekiyordu.
Hızla cebimden telefonumu çıkarıp bizimkilere nerede olduklarına dair bir mesaj gönderdim. Bu basit okula kaydolurken yalnız değildim. Ben yokken arkamdan ona göz kulak olabilecek hayatımda güvendiğim tek dostlarım da vardı bu okulda.
Onu birbirinden lüks, tek dertleri onu memnun etmek olan öğretmenlerin peşinde pervane olduğu okullarda okutmak isterdim. Fakat daha bana katlanamıyorken buna izin vereceğini sanmıyordum.
Bizimkiler görüş açıma girdiklerinde gülümsedim. Uzun zamandır görüşemiyorduk. Bir yıl öncesinde, Perri hayatıma girdikten sonra onları sık sık ihmal etmiş, bir süre sonra da Perri'nin yanından bir an bile ayrılmadığım için bağımız iyice kopmuştu.
William, James, Adam tam dibimde durduklarında sessizliği bölen James olmuştu.
"Hayırdır Zach? Bu sefer hangi adamın peşindeyiz de okula kaydolacak kadar kafayı sıyırdık? Önemli bir iş olmalı."
"Kimsenin peşinde falan değiliz. Ben ortalıklarda yokken bu okuldaki bir kıza göz kulak olacaksınız."
Adam yüzündeki şaşkın bakışlarla bana bakarken "Belliydi zaten senin şu ortalardan kaybolmalarından bir boklar olduğu. Yoksa Perri mi?" dedi yüzündeki şaşkınlığı silip hınzır gülüşünü yerleştirirken.
Ben ise "Yeterince belli değil mi zaten?" diye yanıtlamakla yetinmiştim onu. Beni başıyla onaylarken William her zamanki gibi sessizliğini koruyordu. Vardı bunun da bir kuyruk acısı ama yakında çıkardı kokusu.
"Neyse beyler bana müsaade. Şu benim kızın peşinde dolanayım az. Dün gece telefonlarını da açmadım çakmasın başkasıyla geceyi geçirdiğimi."
James yanımızdan ayrılırken bakışlarımı William'a çevirdim. Siktir! Bu neden James'in arkasından onu öldürecekmiş gibi bakıyor, sinirden yumruklarını sıkıyordu?
Bakışlarımı Adam'a çevirdiğimde William'a bakarak derin bir iç çektiğini gördüm. Ortalıkta bir şeyler dönüyordu ama benim haberim yoktu anlaşılan. Ciddi bir konu olduğu ise William'ın acı çeken suratından belli oluyordu.
Şimdilik bu konuyu ertelerken ikisine de başımla işaret verip okulun içine giriş yaptım. Onlar da arkamdan beni takip ediyorlardı.
Önce müdürün odasına ilerleyip okuluna yüksek miktarda bağış yaptığım için her isteğimi yerine getirmek için bekleyen müdürden dördümüzü de Perri'nin sınıfına nakletmesini istedim. Birkaç dakika içinde her şey çoktan halledilmişti.
Şimdi geriye kalan tek şey ise miniğimi o aç kurtların elinden kurtarmakı...
➰
JAMES:
ADAM:WİLLİAM:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI
Teen Fiction[tamamlandı] Uyanacaktı. Başını oynatıp yatış pozisyonunu değiştirdi. Sanırım gitme vaktim gelmişti. Ona son kez bakıp odasının açık kapısından koridora çıktım. Ses çıkarmamaya özen göstererek aşağı kata indikten sonra çıkış kapısına doğru adımladım...