Bölüm sözü:
İyi okumalar 🖤
2 buçuk saat olmuştu ama Yaprak hala çıkmamıştı. Gökhan ayağa kalkıp sağ sola volta atmaya başlamıştı. Sonunda durup diğerlerine baktı. "Niye çıkmadı lan bu?!" diye sessizce bağırsağında Barış yaslandığı duvardan ayrılıp yanına geldi.
"Biz de seninleyiz Gökhan, bilmiyoruz," diyerek sigara paketinden bir dal daha almıştı bu pakette ki son sigarasıydı. Oda merak ediyordu. Ama sakin kalmasi gerekti.
Yaprak odadan çıktığında hepsi o tarafa yöneldi. "Kurşunu çıkardım durumu iyi uyandığında dinlenmesi gerek o kadar.. Artık beni bırakacak mısınız?" diye umutla sorduğunda Gökhan gülerek kafasını iki yana salladı.
"Yaprak az daha bizlesin," deyince Yaprak oflayıp çıktığı odaya tekrardan girmişti. Bu adamlarla baş edilmezdi.
YAPRAK AYVAZ
2 gündür uyuyan karşımda ki adama baktım. Hâlâ uyanmamıştı. Kaçırıldığım yani buraya getirildigim gün Gökhanlarla anlaşıp burda kalmıştım. Ev arkadaşım olan Ece'ye yalan atmak zorunda kalmıştım. Bir sağlık konfederasyonuna gittim demiştim. Oturduğum koltuktan kalkıp cama doğru ilerledim. Dışarı baktığımda bellerinde silah olan adamları görmüştüm. Hayatımda gram aksiyon olmayan ben birden aksiyonun içine çekilmiştim. Hayatımda 3 tane mafya babası vardı ve ben hala rahattım. burdaydım. Arkamı döndüm ve hala gözleri kapalı Ali'yi izledim. Şu iki gündür karşımda yatan adamı izlemekle geçiyordu.
Yatağa oturup belirgin yüz hatlarına baktım. Lülük sacları sert çehresi ve kavisli kasları olan birisiydi. Birden Ali'nin gözleri hafifçe açılmıştı. Gözlerini kısıp bana çevirdi. Yüzünde ki ifade beni görmesiyle daha da kasılmıştı.
"Ne oldu bana?" dedi sesi buzdan farksızdı. Gülümseyip sorusuna cevaplayacakken birden ellerini yatağa bastırıp destek alarak doğrulmuştu.
"Hey yaran var dikişlerin açılacak!" diye karşı çıktığımda bana aldırmadan ayaklarını yataktan sarkıtmıştı. Bu adam laf söz dinlemez miydi?! "Size diyorum! Yaranız var ayağa kalkmanız doğru değil! Lütfen uzanın!" Ayağa kalktığında basını bana çevirdi.
"Sen kimsin?" Söylediklerime cevap vermiyor birde soru soruyor. Ay öküz! Ellerimi göğsümde kavuşturup sorduğu soruya cevap verdim.
"Kaçırdıkları doktor," dedigimde tek kaşı havaya kalkmıştı. Bu sorgulayıcı ifadeye anlam veremiyordum ama o ne kadar diretse ben de bir o kadar diretecektim. Kafasını iki yana sallayıp dolabına doğru yürüdü. Asılı olan bir takım elbiseyi eline alıp yatağın üstüne bıraktı. Bu hareketlerini kaslarım çatılı izlemistim.
"Bakın dinlenmeniz gerek diyorum. Ama siz inat ediyorsunuz!" dedim ikna edici ses tonuyla. Nasıl oluyorsa bilmiyorum ama bu adamı bu evden çıkarmayacaktım. Inat etmiştim. Beni dinlemeden yatağın üstüne bıraktığı gömleği alıp sağ kolunu geçirmişti. Sol kolunu da yavaşça geçirmişti. Yüzünde acıya dair bir ifade yoktu.
Gömleğin düğmelerini iliklerken gözlerini kapatıp derin nefesler almıştı. Her ne kadar onun gitmesini istemiyordum ama yüzünde ki ifadeyi görünce dayanamayıp yanına gidip düğmelerini ikilemeye başladım. Düğmelerini iliklerken konuşmayı da ihmal etmiyordum.
"Lütfen şu iki gün fazla hareket etmemeniz gerek. Uzanmalısınız," demiştim. Ali geri çekilip yatakta olan pantolunu eline aldı.
"Arkanı dönecek misin? Yoksa çıkarayım mı?" Yüzümü buruşturup arkamı dönmüştüm. Bir kaç dakika sonra yatağın üstünde ki ceket alınınca arkamı döndüm. Ceketini giydiğinde oflayıp konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Işığı -Bitti-
Mystery / ThrillerUmutların birer birer yitip gittiği, güneşin bile ona doğmayı unuttuğu bir adamdı o. Tek inancı kendisiydi. Şimdiyse inancı merhametli bir kadındı.