😏yanında olunca tutarım😏

1.7K 70 10
                                    

Evet yeni bolum geldi güzel bir bölümdür inşallah yorumlarınızı ve oylamayı unutmayın

  YAPRAK AYVAZ

Sinirle soluyodum, bazen beni delirtecek hale getiriyordu. Tam bir kalas gibi davranıyordu şimdi de arabadan inmiş birisiyle hararetli bir konuşma içindeydi. Bakışlarım usulca onun yan profilini izlerken nedense sinirim geçmişte kalbim göğsümden çıkacakmış gibi atıyordu. Bu adam bana ne yapıyordu böyle?

Telefonu saniyeler içinde kapatıp arabanın kapısını açtığında bakışlarımı önüme doğru çevirdim. Arabanın içini ağır parfümü sardığında içime cekmemek için zor durdum. Kokusu gerçekten güzeldi.

"Nereye gidiyoruz?" diye sormamla gözlerim ona doğru çevrildi. O çoktan arabayı çalıştırmış tek eliyle direksiyonu çeviriyordu. Lülük saçları dağınıktı. Bu alıştığım bir görüntü değildi çünkü saçları hep toplu olurdu.

"Gidince görürsün," dedi bana bakmadan. Göz devirip önüme doğru döndüm. Bir kaç dakika sonra sıkılmış olacaktım ki telefonu çıkardım. Onun ismini instgram'da arattığımda ilk başta o çıkmıştı. Hesaba girdiğimde hesap açıktı ve üç gönderisi vardı sadece. Yirmi bini aşkın takipçisi vardı ve onunkiler sadece Barışlar'dı.

İlk attığına gönderiye baktığımda simsiyah bir takım elbise içinde bakışları sağ tarafına doğruydu. Sert çehresi oldukça belirgindi, tek eliyse cebindeydi. Diğer fotoğrafa geçtiğimde Duman ile olan bir fotoğrafıydı. Diz çökmüş Duman'ı seviyordu ama diğer fotoğrafa nazaran yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Son posta geldiğimde lülük saçları yine oldukça düzgün üstünde siyah bir boğazlı kazak üstüne yine siyah bir ceket vardı. Karların arasında olan fotoğrafında burnunun ucu hafif kızarmış gözleri yine kısılmıştı. Elinde bir karton bardak tutuyordu. Dumanı üstünde olduğu için kahve olduğunu anlamıştım.

"Neye bakıyorsun öyle dikkatli?" Onun sesini duyduğumda sanki annesinden gizliden çikolata yiyen bir çocuk gibi heyecandan elimde ki telefonu düşürdüm. Siktir! Bu kadar aptal olmamalıydım. Telefonu düştüğü yerden alırken çatılmış kaşları ile bana baktığını hissediyordum. Telefonu alıp doğrulduğumda hafifçe ona doğru döndüm. Tamda tahmin ettiğim gibi kavisli kaşları çatılmış bana bakıyordu.

"Heyecan yapacak kadar önemli neydi?" Sorusu hem öfkeyi barındırıyor hemde merak içinde vardı. Yüzüne baktığımda ise meraklı bir ifade vardı yüzünde. Benden ifadelerini saklamıyordu. Bu hoşuma giderken hala aynı şekilde yüzüme bakıyordu. Cevabını almadan o çatılı kaşlarını düzeltmeyecekti.

"Sana ne," deyip kestirip attığımda bir kaç saniye daha yüzüme baktı ve bakışları yola çevirdi. Direksiyonda ki elinin parmak boğumları beyazlaşmıştı. Sinirlenecek ne vardı anlamıyordum. Fazla zorlamadan bende sakince oturup yolu izlemeye başladım ama yine sıkılıp bu sefer Barış'ın ve Gökhan'ın hesaplarına girdim. Kendi hesaplarında Ali'nin fotoğrafı daha çok vardı sanki. Bir arada çekildikleri küçükleri bütün fotoğraflar vardı.

Aliden
Yaprak bir çocuğun fotoğrafına bakıp gülüyordu sinirlenmiştim şarkı açtım

Yaprak değiştirir

A: ne degistiriyon kızım
 
Ali değiştirir

Y: hic arabeske bağlayamam kendimi ali

Yaprak değiştirir ali değiştirir

A: olmaz bu güzel

Yaprak değiştirir

A: seni  ö yakışıklı adam yaptı dimi

Karanlığın Işığı -Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin