LAĞN selam pezevenkler
Olm öyle ekşınlı bir bölüm kı üf yarısı eksın yarısı racon 😎
Bölüm sözü: Ona birşey olsa hissederim
İyi okumalar 🖤🙏🏼
-------
Genc adam sigarasını yakıp dudaklarının arasına koydu. Yıkık olan inşata girip yavaş adımlarla yürüdü. Inşaatın ikinci katına geldiğinde sigarasını dudaklarının arasından aldı. Barış gelip Ali'ye burdan diyerek yolu gösterdi. Ali bir odaya girdiğinde karşında oturan iki adama baktı.
"Selamun aleyküm, Aleykum selam," dedi ve paltosunu çıkarıp sandalyeye koydu. "Basri Kılıç ve Aziz Aslan!" deyip sandalyeye oturdu. Ağzı yüzü dağılmış iki adama bakıp alay güldü. Sonra arkasında duran Barış ve Sinan'a baktı. "Hanginiz benzetti bunları?" dediğinde ıçeri pantolonun fermauranı kapatarak Gökhan girdi. Ağzında ki sigarayı çıkarıp dumanı havaya üfledi. "Ben yaptım," dediğinde Ali güldü.
Önüne dönüp adamlara baktı tekrar. "Siz kimle oynadığınızı bilmiyordunuz herhalde!" dediğinde Aziz haksızca gülümseyip Ali'ye baktı. "Bizi öldürürsen sende öleceksin. Biliyorsun Ali bizim dokunulmazlığımız var!" dediğinde Ali adama bur yumruk attı. Sonra burnunu çekip konuştu. "Bu benim umrumda mı Aziz?! Sen benim kardeşimi aldın! Sıra bende!" deyip tekrar vurdu.
Sonra cebinden çakıyı çıkardı ve tekrar karşılarında ki sandalyeye oturdu. "Şimdi insanın 5 parmağı var biliyorsunuz dimi? Bir parmağın olmadığında yemek yiyemezsin. Siz Oğuz'u benden alarak bir parmağımı kestiniz. Sıra bende," dediğinde Barış gelip Aziz'in elini masaya koydu. Karsısında ki adamın yalvarmalarina karşı bir parmağını kesip cebine attı. Sonra aynı şekilde Basri'ninkinde yapıp cebine attı.
"Şimdi yemek yiyemezsiniz dimi? Siz benim bir parmağımı almakla kalmayıp kardeşimi bana düşman ederek bir parmağımı da aldınız!" dedikten sonra ikisininde bir parmaklarını daha kesti. "Şimdi hadi yemek yiyin," deyince Sinan ikisinin önüne çorba koydu ve birde kaşık bıraktı. Adamlar acıyla kaşığı kavramaya çalışırken Ali ikisininde kafasını tutup masaya yatırdı. "Bu daha başlangıç! Daha çok işimiz var sizinle!" dedi.
1 buçuk saat sonra
Ali adamın kafasından tutup tekrar vurdu. "Konuş lan konuş!" dedikten sonra kafasını tekrar duvara vurduğunda adam yere yığılmıştı. Ali arkasına döndüğünde koltukta geri yaşlanmış Barış'a baktı. "Bayıldı lan bu!" diyerek Barış'ın yanına gidip elinde ki sigarayı aldı.
"Bak suna görüyor musun nasıl bayılabilir?!" dedi gülerek Barış. Ali diğer adamın yanına gidip ayağı ile dürttü. "Şşt kalk kalk bak valla sert vurmayacağım," dedikten sonra ayağı ile dürttü. Adam uyanamayınca karnına sert bir tekme geçirdi. Sinan gülerek konuştu.
"Allah'tan sert vurmayacaktı," dedi. Ali tekme geçirdiği adamın yanına eğilip masada ki su şişesini alıp yüzüne attı. Adam nefes nefese gözlerini açtığında Ali yakalarından tuttu. "Söyleyecek misin söylemeyecek misin?!" dedi sinirle soluyarak adam kafasını salladığında Ali gülümsedi.
"Bedo! Herşey bedo'nun başından çıktı," dedi nefes nefese ve devam etti. "Alin'nin sizin koltugunuzda gözü var," dediğinde Ali sinirle ayağa kalktı. Bir daha bir sola dönüyordu. "Bedo! Bedo orospu çocuğu!" dedi ve olduğu yerde durdu. Masada ki silahı alıp yerde yatan iki adamın kafalarına birer tane sıktı.
Sonra sandalyede duran ceketini giydikten sonra paltosunu giydi. "Ben biraz mahallede dolaşacağım. Sizde bunlara ne yaparsınız bilmem," dedikten sonra inşaattan çıktı. Burası doğduğu mahalleydi. Ali harabe bir evde doğmuştu ve o mahallede büyüdü. Ta ki babası cezaevinden çıkıp mafya olana kadardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Işığı -Bitti-
Mystery / ThrillerUmutların birer birer yitip gittiği, güneşin bile ona doğmayı unuttuğu bir adamdı o. Tek inancı kendisiydi. Şimdiyse inancı merhametli bir kadındı.