31.Bölüm🖤

1.4K 62 113
                                    

İyi okumalar'

YAZARDAN

Nisan 24 gecesi

Ali alarmı kapatıp saate baktığında saat gecenin üçünü gösteriyordu, üstüne bir tişört geçirip odadan çıktı. Bütün odaların kapılarını tek tek çalmıştı. O gün ramazanın ilk günüydü. Ali mutfağa girip yavaş bir şekilde sofrayı hazırlarken içeri Barış girmişti.

"Erkenciyiz Tekelioğlu." Deyip oda Ali'nin yanına geldi ve sofrayı birlikte hazırlamaya başladılar. Sofra hazır olunca hala kimsenin uyunmaması Ali'yi sinurlendirmişti. Yine tek tek odaların kapılarını çaldı bu sefer konuşmuştu da. "Kalkın hadi lan! Sahur vakti geldi." Ali tekrardan salona geçerken Yaprak gelince aklına oraya gitmişti.

Yaprak saçı başı dağınık bir şekilde yatıyordu. Uykusu ağır olduğu için hala uyanmamıştı. Ali yatağın kenarına oturup saçlarını düzeltti kızın. Kulağına yaklaşıp fısıldadı. "Sevgilim hadi uyan." Yaprak uyanmak yerine diğer tarafa döndü. Ali gülümseyip yanağına öpücük kondurdu.

"Sevgilim hadi, bak sahurda bir şey yiyemeyeceksin." Yaprak huylanıp gözlerini açtı. Ali kızın alnına öpücük bırakırken Yaprak'ın kokusunu içine çekti. "Hadi kalk, aşağıda bekliyorum." Yaprak kafasını sallayıp uyku mahrumuyla gülümsedi.

🥳

Beş dakika sonra herkes koca masanın etrafında oturuyordu. Ali tabakta ki yemeklerini hızlı hızlı yerken gözleri Yaprak'a kaydı. Yaprak gözleri yarı açık yarı kapalı bir şekilde kafasını masaya koymuş uyuyordu.

(Gençler şimdi eceyle merve oruç tutmuyor çünkü ece hamile merve de bebeği olduğu için)

"Yaprak hala mı uyuyorsun güzelim?" Sesinde ki naiflik Yaprak'a kıyamadığını belli ediyordu. Yaprak gözleri hala kapalıyken Ali'ye yarı ağızla cevap verdi. "Yok Ali'm uyumuyorum ben," dediğinde Ali hafifçe gülümsedi.

Barış ve Gökhan ortalarında oturan Oğuz'u yediriyorlardı. Oğuz'unda uykusu ağır olduğu uyandırmaları zor oluyordu. Barış elinde ki ekmeği Oğuz'un ağzına verirken Gökhan hala Oğuz'u ayıltma derdindeydi. Barış'ın bakışları Yaprak'a kayınca kahkaha attı.

"Birdiler iki oldular." Ali ekmek kırıp bal sürüp Yaprak'a yediriyordu. Yaprak hala ayılamadığı için onu yedirmek zorunda kalıyordu. Ali tekrar bir ekmek parçası verdiğinde Yaprak yanlışlıkla Ali'nin parmağını ısırdı.

"Hassiktir! Yaprak parmağımı bırak!" Yaprak birden gözlerini fal taşı gibi açıp Ali'ye baktı. Ali elini sallayıp acısını dindirdi.

"Çok özür dilerim, Ali. İyi misin?" Yaprak'ın sorusuna Ali kafasını iki yana sallayarak cevap verdi. "Sen yemeğini ye hadi vakit geçiyor." dedi Ali.

"Ulan Oğuz kaç yaşına geldin biz yediriyoruz hala seni!" Diye söylendi bir yandan Gökhan. Ali onların o haline gülümseyip yemeğini yemeye devam etti. Yaprak yemek yedikten sonra hepsine doğru baktı.

"Ben doydum yatıyorum. Size iyi geceler," dedikten sonra odaya çıktı. Yemekler yendikten sonra el birliğiyle masayı toplayıp herkes odasına çekilmişti. Ali namazını kıldıktan sonra yatağa girdi. Yaprak arkasını dönmüş bir şekilde yatarken Ali arkasından sarıldı. Burnunu kızın saçlarına yaslayıp derin bir nefes aldıktan sonra kendini uykuya bıraktı.

YAPRAK AYVAZ

Sabah kalkıp erkenden hastaneye gittim. Ramazanın ilk günüydü ve beni dün sahurda ali yedirmisti. Ameliyata girerken ali aradı.

Karanlığın Işığı -Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin