43.Bölüm🖤

1.4K 73 160
                                    

Selamun hello yine bir bölüm yazacağım çok iyi la kdlxskxmskxksd

Ayağım ağrıyor ben bu gidişle nah birşey olurum lan!

İyi okumalar 💙🙏

--------------------

Ali sabahtan burnuna sevdiği kadının kokusuyla gözlerini açtı. Göğsünde ki ayrılığa baktığında Yaprak onu sardığını gördü. Ellerini kızın saçına götürüp okşadı. Burnunu kızın saçına gömdü ve kokusunu içine çekti. Nasıl dedi bir koku herşeyden temiz ve essiz kokar dedi.

Duyduğu sesle gülümsedi, "Günaydın Ali." Ali onun saçından öptü. Yaprak uyanmıştı. "Günaydın güzelim." Yaprak kucağından kalktığında Ali'nin kollarında bir boşluk oluşmuştu.

Ali yemin etti o an bu kızı kocaman kollarıyla herşeyden koruyacaktı. Yaprak banyoya giderken o hemen üstünde ki benyeyi çıkarıp siyah gömleğini üstüne geçirdi. Vuruldugundan 2 hafta geçmişti ama dikiz işi olduğu için Yaprak'ın görmesini istemiyordu ve bu yüzden benye ile yatıyordu.

Gömleğini giydikten sonra Yaprak banyondan çıkmıştı. Saçını kaşıyarak Ali'ye baktı. "Ali ne yapıcaktık bugün biz?" Ali gülümsedi. Gömlek ve ceket düğmeleri olan çekmeceyi açtı.

"Bizimkilerle dışarıda kahvaltı edecez." Yaprak kafasını sallayıp tekrardan girdiği banyoya girdi. Ali düğmelere bakıp A.T yazan düğmeleri alıp gömleğinin kollarına taktı ve gömleğin ilk düğme yerine taktı. Ali bunları kendi için izle olarak yaptırmıştı.

Üstünü giyindikten sonra Yaprak giyinmeden adamların yanına gitti. Bir kaç soru sorduktan sonra Yaprak'ı beklemeye başladı. Hâlâ düşmanını bulamamıştı. Kimdi bu denli Ali Tekelioğlu'nu bitirmek isteyen? Kimdi Ali'yi öldürmeye çalışan?

Ali bugün kafasını yormayacaktı kendisi için değilde Yaprak için bunu yapacaktı. Çünkü isler yüzünden eve 2 ya da 3'de geliyordu. Bazen eve hiç uğramadığı oluyordu ama bugün Yaprak ve ailesiyle kahvaltı yapacaktı.

Yaprak gelince arabaya bindiler. Yarı yoldayken Yaprak Ali'nin yorgunluğunu fark etti. "Ali'm nerdeyse eve gelmiyorsun, yorgun oluyorsun benim için gidiyorsak eve gidelim dinlen biraz böyle olman üzüyor beni resmen 10 yaş yaşlandın." diyince Ali bir elini Yaprak'ın yanağına koyup okşadı.

Bilmiyordu ki hepsi onun içindi. Ali onu korumak için o düşmanın sonu Yaprak'a vurmasın diye canla başla uğraşıyordu. "Güzelim sen beni düşünme. Hem bir gün seninle bir gün geçirecem çok görme onu bana." Yaprak kafasını sallayıp yanağında ki eli avuç içini öptü.

Biraz daha yolculuktan sonra ilk kahvaltı ettikleri yere gelmişlerdi. Onlardan önce herkes gelmişti. Ali ile Yaprak indikten sonra Ali onun elini tuttu. Arka bahçeye gittiklerinde kocaman bir masa kurulmuştu.

Oğuz, "Ali başkanım gelmiş be!" diye bağırdıgında Ali ona gülümseyip ilk başta ki koltuğa oturdu. Bir kaç dakika sonra Ömer ile yanında bir kız geldi. Ali kalkıp Ömer'in elini öptü. "Hoşgeldin Ali." Ali kafasını salladı.

"Hosbulduk Ömer amcam. Ben gelmeden kurmuşsun sofrayı." Ömer gülümsedi, "Dediler ki Ali gelecekmiş dedim aylar sonra Ali oğlum geliyor ona güzel bir sofra hazırlayayım!" diyince Ali gülümsedi.

Biraz konuştuktan sonra sofraya oturdu herkes gülerek yemeğimi yiyordu. Ali özlemişti bu tabloyu mutluluga ailesine hasret kalmıştı. Ama bilmiyordu ki bu bozulacak bu düzeni bu tabloyu birisi yıkacaktı, darma duman edip Ali'yi tek bırakacaktı.

Karanlığın Işığı -Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin