28.Bölüm🖤

1.6K 66 21
                                    

Selamun aleyküm canlarım ben geldim şimdi bu bölüm benim için özel bir bölüm olacak hadi öptüm bölüme geçin

İyi okumalar🖤🙏🏼

◇◇◇◇◇

"Gökhan şu papyonu takma allahın adına," dedi Ali. Ali'nin şirketi için verilen yemek için hazırlanıyordu. Gökhan papyon takarken Ali küçük bir çocuk gibi itiraz ediyordu.

Gökhan ona kaşlarını çatıp baktı. "Bırakayım da piskopat gibi çık dimi!" diye Ali'ye kızmıştı. Ali gözlerini devirip bir an önce şu iş bitsin diye dua ediyordu. Bir yandan da söyleniyordu. "Şu papyonu çıkaranın!" diyip derin bir nefes aldı. 

Gökhan papyon takınca geri gitti. Gözleri Ali'nin üstünde gezindi.Birşey eksikti. "Yeleğin nerde lan?" sorduğunda Ali omuz silkti. Kısa bir cevap verdi. "Giymedim," dedi.

Gökhan sinirle soludu. "Ali beni deli etme giy şunu!" diye kızdı. Ali derin bir nefes alıp karşı çıktı. "Ya arkadaş sıkıyor!" dedi.

Gökhan sinirini bastırmak için gülümsedi. "Küçük çocuk musun sen kardeşim sen?!" dedi. Uzun bir uğraş sonucunda Ali'ye yeleği giydirmisti. Gökhan son olarak Ali'nin saçlarına sprey sıkıp sağ tarafa doğru yatırdı. Gökhan aynada ki kardeşinin yansımasına bakıp gülümsedi.

Sinan, "Jılet gibi oldun ha." diyerek güldü. Ali aynada ki yansımasına bakıp arkasına dönüp Gökhan'a sarıldı. "Sağol kardeşim," dediğinde Gökhan birşey değil diyip geçiştirdi. Ali'den ayrılıp ceketini giydi.

"Sen aşağı in bizde geliyoruz," dedi. Ali kafasını sallayıp yan odada ki  kızların odasının önüne gidip  kapısını çalar. "Hazır mısınız?" sorduğunda Ece'nin sesini duydu. "5 dakikaya hazır oluruz enişte sen bizi aşağıda bekle." dediğinde Ali gülümseyip sert adımlarla aşağı indi.

Ali aşağı indiğinde bir daha bir sola dönüp yürümeye başladı. Içinden acaba Yaprak nasıl olmuştu diye soruyordu kendine. Yaprak'ı düşündükçe kalbi hızlanıyordu. 5 dakikanın ardından bir topuklu ayakkabı sesi yankılanınca Ali kafasını kaldırıp merdivenin başına geldi.

Yaprak'ı gördüğünde hayranlıkla karşısında ki güzelliği izliyordu. Bu güzel kız onun sevgilisiydi. Masumluğu yüzüne vurmuş güzel kız sevgilisiydi. Yaprak merdivenlerden inip Ali'nin karşısına geldi. Ali hala onun yeşil gözlerine dikmişti gözlerini.

Kız elini ona hayranlıkla bakan adamın yüzüne atıp sakallarını okşadı. "Ali'm birşey dicek misin?" sorduğunda Ali gözlerini kapatmıştı. Derin bir nefes alıp gözlerini açtı. "Kendine tekrar aşık ettirecek kadar güzel olmuşsun." dedi. Yaprak ona gülümsediğinde sevdiği kıza sarıldı. Kokusunu içine çekti kafasını kaldırıp kızın kulağına fısıldadı. "Kokunda tekrar nefes alıyorum güzelim." dediğinde Oguz'un sesi duyuldu.

"Az daha gitmezsek magazinlerde yemeği veren kişi Ali Tekelioğlu gelmedi yazıcak!" dedi. Ali gülümseyip Yaprak'ın elini tutup dışarı çıktılar. Ali, Yaprak'tan önce davranıp onun kapısını açtı. Yaprak bindiginde arabanın etrafından geçip sürücü koltuğuna geçti.

Yemegin verileceği yere geldiklerinde Ali arabadan inip Yaprak'ın kapısını açtı. Yaprak ona baktığında Ali'nin güven bakışını gördü. Yaprak elini tutunca Ali sıkı sıkı tuttu. Yaprak etrafında ki magazincelere baktığında Ali hiç birisinin sorusunu yanıtlamadan içeri girdi.

Yaprak etrafına bakındığında altın satışı ile kaplanmış duvarlar ve büyük masalar ve etrafta küçük masalar vardı. Ali, Yaprak'ı Tekelioğlu yazan bir masaya oturttu. "Az bekle güzelim birileri ile görüşüp geleceğim," dediğinde Yaprak kafasını salladı.

Karanlığın Işığı -Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin