Evet şimdi bu bölümden sonra şüheda diye bi yazar olmayacak. Deve kuşu gibi kafa mı kuma yada mezara yada komple giricem bilemiyorum tövbesteyşin inşallah yazabilmisimdir. Okumadım çünkü skskwkdkdkdmckskx
Ali medya ha allahım o resme düşe düşe ölücem galiba sjzmsmzmsxnxnx
İyi okumalar🖤
------------------
Düğün sabahı herkeste bir telaş vardı. Erkekler Barış'ta kalıyordu. Diğerleri Ali'nin evinde Ali uyanmış şimdi berbere gidiyordu. Berbere gelince herkes sırayla tıraş oldu. Ali teniz bir tıraş olmuştu. Berberde ki işi bitince dışarı çıktı. Adamları düğün arabasını getirmişti. Sinan onu dürttü.
"Geç şu gelin arabasının önüne fotoğrafını cekelim." Ali bugün hayır demeyecekti. Arabanın kapısını açmış kendini Arabaya yaslamıştı. Diğer eli camdaydı. Ve gözlerini kapatmıştı. Sinan resmi çekince Instgram hesabında story atmıştı.
------------------
Yaprak o gün erken kalkmış karşısında duran gelinliğe baktı. Gelinliği izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Odaya kızların dalmasıyla kendine geldi. Merve gülümseyerek konuştu. "Yaprak hemen bir kahvaltı yapalım. Ondan sonra hemen kuaförlerden gelecekler herşey olunca fotoğraf çekimine gidecez." diyip bugünü özetledi.
Yaprak kafasını salladı. Bugün yorucu olacaktı. Hemen kahvaltılarını yapıp Gelinliği giymisti. Babannesi onu beyazlar içinde görünce biraz tuhaf olmuştu. Dayanamayıp dışarı çıktı.
Kuaförlere sade ve güzel bir makyaj yaptırmış ve saçlarını bukle bukle yaptırmıştı.( not yazarınız böyle şeylerden bir bok anlamıyor kdxkskskssk)
Ece telefonunda gezerken bağırdı. Bütün gözler ona dönmüştü. "Sinan story atmış. Ali'nin fotoğrafı var." dediğinde Yaprak kaslarını yukarı kaldırdı. Ece Yaprak'a gösterdiğinde fotoğrafta biraz kilitlenmişti. Sonra hemen gözlerini çekti. Hala bu adamdan utanıyordu.
Herşey hazır olunca Yaprak aşağı inmişti. İlker diğerlerinden erken ayrılmıştı. Çünkü kuşağı bağlayacaktı. Kardeşine baktı. Çok fazla güzel olmuştu. Kardeşi yanına gelince onu süzdü. "Çok güzel olmuşsun melek gibi!" dediğinde Yaprak gülümsedi.
Abisi elinde ki kırmızı kuşağa baktı. Derin bir nefes aldı. Kuşağı baglamaya başladı. 3. Dolanışta bağlamıştı. Ağlamayacağına ne kadar söz versede yine yapamamıştı. Dayanamamıştı. Kardeşine baktı ve alnından öptü. "Hep mutlu ol meleğim!" demişti dudaklarını çekmeden.
Yaprak abisine sarıldı. Sıkı sıkı doya doya bırakmayacakmış gibi. İlker kızın kokusunu içine çekti. "Ula sakın ağlayayım deme makyajın akar ne fışkı ise!" diye konuştuğunda herkes gülmüştü. İlker'in koluna girdi. Bir anda kapı çaldı. İlker kapıya bakıp derin bir nefes aldı.
Ali merdivenleri çıkıp kapıyı çalacakken önüne Sinan ile Oguz cıktı. Ali kaşlarını çattı. "Çıkın lan kapının önünden vallahi vururum sizi!" diye azarladığında Oğuz sırıttı. "Yaprak başkanı almak o kadar kolay mı la!?" dediğinde Ali kafasını sallayıp cebimden para çıkarttı yarısını verecekken Oğuz hepsini elinden aldı. Kapıdan çekilince Ali kapıyı çalıp merdivenlerden aşağı indi.
Kafasını egmisti. Kafasını kaldırdığında karşısında ki görüntüyle dehşete düşmüştü Sanki şuan davul sesini duymuyordu. Sevdiği kızı beyazlar içinde görmek ilk defa Ali'yi bu denli etkilemişti. İlker'in kolundaki kız nefes almasını kesmişti. Dünya şuan sadece Ali'nin etrafında dönüyordu. Ilker Ali'nin karşısına geçmişlerdi. Heyecandan ölmek diye birşey varmıydı varsada Ali şuan ölürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Işığı -Bitti-
Mystery / ThrillerUmutların birer birer yitip gittiği, güneşin bile ona doğmayı unuttuğu bir adamdı o. Tek inancı kendisiydi. Şimdiyse inancı merhametli bir kadındı.