Bölüm 33

128 23 37
                                    

Herkes sessizce  kendi eşyasını toplamış , bavulları arabaya yerleştirmişti. Daha saat erkendi fakat kahvaltılarını yapıp yola koyulmuşlardı bile.  Yolboyu sessizlik devamederken, Afik Bey'in gergin ve sıkıntılı tavrının sürdüğünü  gören Gülnar Hanım;

"Kendini neden bu kadar üzüyorsun, anlamadım ki?" diyerek gözünü ne cevap verecek diye kocasına dikti..

Afik Bey eli direksiyonda,  gözlerini yoldan çekmeyerek konuşmaya başladı.

"O benim düşmanım değildi. Yıllarca onunla beraber savaştım, ekmek yidim. İnsan üzülüyor işte. Biliyorsunuz, uzun yıllardır onu itiraf etsin diye çok zorladım, çok çaba gösterdim. Sonunda hapse girdi. Ne yapayım,   insan kendinde suç arıyor işte ."

"Sen doğru olanı yaptın."

"Ben de biliyorum doğru olanı yaptığımı ama Allah biliyor ki  böyle olmasını istememiştim."

"Baba, bunu kendine yapma" dedi Cemal, onun akşamdan beri kendini suçlayan  haline bakıp.  Afik Bey ansızın arabayı sağa çekip durdurdu. Bir süre koltuğunda öylece oturdu. Gülnar Hanım telaşlandı.

"Neyin var bey? Tansiyonun falan mı çıktı." Cevap almayınca,

"Bir sakinleştirici vereyim mi? İyi gelir" diye ısrar etti."

Afik Bey sinirle;

"hayır gerek yok" deyip   su şişesini alıp yere indi. Olanları izleyen Cemal de annesi gibi babasının  ardından arabadan inip,  arabaya yaslanarak su içen babasına yaklaştı.

"Baba, neyin var,  kendinde değilsin, iyi misin? Tansiyonunu kontrol etmemi ister misin?"

"Doktorluğun tutmasın yine,  yok bir şeyim dedim."

"İstersen, ben kullanayım arabayı, sen de dinlenirsin biraz, iyi görünmüyorsun." Afik Bey

"Tamam olur." deyip oğlunun yerine- yan koltuğa keçti. Cemal direksiyonda babasının yerini alıp arabayı kullanmaya koyuldu. Bir  süre kimse konuşmadan öylece gittiler. Cemal ortamı yumuşatmak adına radyoyu açmayı denediyse de  kederli bir muziğin arabayı doldurmasıyla kapattı. Sessizliğin babasına iyi gelmeyeceğini düşünüp,  onun bu olayda  hiçbir suçu olmadığını anlamasını sağlamaya çalışmak, bir nebze olsun  rahatlatmak  amacıyla,  sohbeti intihardan açtı.

"Ölümlere çok üzülürüm. Birinin hayattan gidişi, bu dünyanı terk edişi beni çok etkiler. Belki de benim konumumda biri için bu doğru olmayabilir ama itiraf ediyorum ki ölen kişi kim olur olsun, gidişiyle beni hep etkilemiştir.  İntiharlar ise daha fazla etkiler.... İntiharı kurtuluş olarak seçenler kendilerince haklı olabilirler..." Babası Cemal'in tahmin ettiğinden de çabuk sohbete katıldı.

"Bu  hangi açıdan baktığımıza bağlı. Mesela, bu eyleme  onların açısından bakarsak hakverebiliriz"

"Öyle durumdayken, daha doğrusu, öyle ruh halindeyken yaptıkları veya yapacakları eylemin yalnış olup olmadığını düşünmezler çünkü  rahatlama peşindeler. Bu yüzden ilerisini gerisine bakmazlar.  Düşünseler gerçekleştirmezler zaten.  Yani sonun farkında olmadan bu basit çözümü  kolayca buldukları için hatta mutlu olurlar bile."

"Evet ,o yüzden de bu eylemi  hemen yerine getirmek isterler."

"Birine ceza vermek, birilerini uyarmak amacıyla yapılan intiharları saymazsak  tabii. Ceza diyorum,  kendini cezalandırmak da buna dahildir. Aynı zamanda yükten kurtulmak için yapılan eylemdir de. Bunlar farklı farklı  şeylerdir."

"Bazen zayıflık diye tanımlarız ama hangi açıdan baktığımıza bağlı. Bir insanın kendine zarar vermesine  (ya ortadan kaldırmasına) nasıl zayıflık deriz."

Doktor Cemal bir sevda hikayesi(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin