Arabayı nasıl kullandığını eve nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Deniz kıyısından ayrıldıktan sonra önce Aysel'in evine gitmişti. Sahil Onu görünce sevinçle koşup;
"Cemal amca, hoş geldin. Neden yalnız geldin? Gülnar babanneyi, Afik dedeyi neden getirmedin?" diye sormuştu. Cemal Sahil'i kucağına almış, sıkı sıkı sarılmış, kokusunu ilkkez içine çekmişti baba olmanın verdiği içgüdüyle. Ardından yanaklarından öpmüş, saçlarını okşamış, karşısında durup ona bakan Aysel'e kızgın bir bakış atmıştı. Gözlerindeki kini görmeye özel çaba gerekmiyordu ama Aysel buna aldırmamış, belki de görmemiş, ya da anlam verememişti.
"Oğlum, Cemal amcayı rahat bırak" diye ondan uzaklaştırmaya kalkmıştı. Cemal Aysel'in bu hareketine daha da kızmış az kalmıştı ki
"beni evladımdan uzak tutmaya senin değil, kimsenin gücü yetmez" desin. Ama
"öylesine geldim bir şeye ihtiyacınız var mı diye sormak için" diye konuşmuş, içinden geçenleri söylememişti. Sahil'in
"hadi Cemal amca, biraz daha kal, sonra gidersin" diyen sesini duyunca ve de gözlerine bakan gözlerini görünce vazgeçmişti. Kaç gündür meylini ona vermiş, baba bimeden baba yerine koymuştu onu. Nasıl incitebilirdi, nasıl kırabilirdi küçük kalbini. Büyüklerin sorumsuzluklarının bedelini ona ödetemezdi. Belki de olanları öğrenirse kendisinden uzaklaşır diye korkmuştu.
"Seni almaya geldim, bize gidelim mi?" diye sormuştu Sahil'e.
"Evet " demişti.
"Anne gidelim mi? Ben burada sıkılıyorum. Afik dede bana söz vermişti, balık avına götürecekti beni."
"Bu saatte balık mı tutulur?"
"Olsun, uyuyruz onlarda. Yarın gideriz. Sen Gülnar babanneyle oturur, sohbet edersiniz sıkılmazsın. O da tekbaşına kalmaz, sen de. Hem ben biliyorum balığa erkenden çıkılıyor. "
Aysel;
"hayır" dedim "olmaz, izin vermiyorum. Sonra gideriz" deyip kestirip atınca, Cemal, Aysel'in şüphelenmemesi için fazla ısrar etmemişti.
"Oğlum," dedi "şimdi geç oldu. Hem Afik dedenin işi var yarın, önce izin alsın sonra gidersiniz balık avlamaya." demişti. Sahil üzgün ama ikna olmuş şekilde eve girmeden Cemal'e tekrar sarılmış. Aysel yine aynı karanlık ve endişe ve korkuyla bakmıştı Cemal'e. Cemal de aynı sıcaklıkla kokusunu içine çeke çeke sarılmıştı Sahil'e. Bunu yaparken de bir gözü Aysel'de, nasıl tepki verecek diye izledi onu. 'Acaba anlamış mıydı? Öğrendiğimi hissetti mi?' diye cevap aradı Aysel'in bakışlarında. Bir an neden böyle yaptığını sormak, kavga etmek, çocuğu alıp götürmek, bir daha ona göstermemek gibi şeytani fikirler geçti aklından. Tüm bunları söyleyecekmiş gibi başını kaldırdı. Sahil'in eve geçip kapını kapattığını gördükten sonra efesle
"Neden?" diye sordu Aysel'e.
"Ne neden?" Aysel anlamayan bakışlarla baktı Cemal'e. Hiçbir şey anlamıyordu. Düne kadar kırılmasın, üzülmesin diye davranırken şimdi bu kabalık neydi neden böyle bakıyor' diye düşündü.
'Neden gözlerinde kin birikmiş? Gözlerindeki o sarı yılanlar neyin nesi?' diye kendi kendine sordu. Cemal'in sorusundan bir şey anlamadığını belli etmek için tekrarladı sorusunu.
"Ne neden?"
Sonra yıllar önce ona sorduğu sorunun cevabının peşinde olduğunu tahmin ederek;
"Yine mi aynı soru? Bıkmadın mı aynı soruyu defalarca sormaktan? Sana söyledim yıllar önce cevabını. Bir daha sorman, sorunun cevabını, olanların sonucunu değiştirecek mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Cemal bir sevda hikayesi(TAMAMLANDI)
Misterio / SuspensoÖnceleri acılara dayanamadıkları için ağlıyorlardı, şimdi de ağlamadan duramadıkları için. Şimdi sıra geldi "Doktor Cemal'"e Keşfedenlerin dikkatini çeken ve bitirmeden bırakmadığı bir hikaye olduğunu söyleyebilirim. Doktor Cemal iç çatışmalarında...