Uyanmıştı. Artık iyiydi. Evladını kocasını sormuştu gözlerini açar açmaz.
"İyiler, haber veririz şimdi."
"Peki neden burada yoklar?" sorusuna;
"yorgunlar ondan. Günlerdir yatıyorsunuz, her gün başınızda beklediler, evdeler şimdi" demişlerdi. İnanmayan gözlerle, endişeyle beklemişti Aysel kocasını, çocuğunu. Adı gibi emindi, onlara bir şey olmuştu. Kazayı hatırlıyordu. Tural'ın direksiyonla savaşını, arabalarının takla attığını, kayınvalidesinin çığlığını, 'Turaaal' diye bağırışını. Bütün bunların rüya mı, gerçek mi olduğunu düşünürken, Cemal'i de yanıbaşında görmenin etkisiyle göz yaşlarını tutamamıştı.
"Kaç gündür uyuyorum?" diye sormuştu önce, ardından;
"oğlum,"demişti, "oğlum" nerede?" kocam, Turalım nerede?" diye sormuştu, alacağı cevaptan korkarcasına.
"Oğlun iyi, hatta çok iyi, haber verdim şimdi getirirler."
"Ya Tural, onu söylemedin, o nasıl, yoksa hala iyileşmedi mi?" diye sormuştu, cevap alamayınca, "yoksa öldü mü?" demişti korkarak. Cemal onun yeniden kötüleşeceğinden endişe ederek, "hayır, hala iyileşmedi daha hastanede" deyince,
"onun yanına götür beni" diye inletmişti hastaneyi. Susturamamışlardı. Kolundaki serumları söküp kalkmaya çalışmıştı. Zor bela yatıştırıp sakinleştirici yapmaya mecbur kalmışlardı.
Bu arada Sahil'i hastaneye getirmişti Gülnar Hanım. Annesini uyur görünce "hani uyanmıştı, neden aldattınız beni?" diye çok üzülmüştü. Cemal;
"Hayır aldatmadık seni, baksana aynı odada değil, şimdi sakinleştirici yapıldı, o yüzden uyuyor."
"Ne oldu, neden yaptınız ki sakinleştiriciyi?"
"Sana bir şey olduğunu sandı. İyi dedik, inanmadı. O yüzden sinir krizi geçirdi, kötü oldu. Şimdi uyanır, seni görünce de iyileşir. Hadi sen git yanına uyanınca seni görsün."
"Tamam, Cemal amca. Peki babamı, babannemi sorsa ne söyleyim?" Cemal ne diyeceğini bilmedi. Düşündü önce.
"Bilsem," dedi, "bir bilsem, nasıl söylenir ki, sen hiçbir şey söyleme en iyisi. O anlar" dedi. Sahil gözlerini Cemal'in gözlerinden çekip odaya girdi. Annesi uyuyordu. Yüzünde acı bir ifade vardı. Yatağına oturdu, hiçbir şey yapmadan bir süre izledi annesini. Uyanmadığını görünce, yanına uzandı usulca.
Aysel gözlerini açtığında koynunda yatan çocuğunu görünce kendisini evinde sandı, hep yaptığı gibi önce, saçlarını okşadı, öpücük kondurdu kızılı kıvırcık tellerine, kokladı, içine çekti. Hastanede olduğunu anlayınca da kalkmak, onu uyandırıp olanları sormak geçti aklından. Çocuğunun, kolunu sıkı sıkı tuttuğunu görünce ise içindeki sorular yaş olup gözlerinden süzülmeye başladı. Damla damla oldu, doldu taştı yastığı ıslattı. Bu arada hemşire odaya girmek için kapıyı açtı. Kapıdan annesiyle koyun koyuna uyumuş Sahil'i ve de Aysel'in sakin sakin akan göz yaşlarını görüp geri döndü. Gördüklerini doktora anlattı.
"Evladı ona en yüksek doz sakinleştiriciden de iyidir." dedi doktora "bana sorarsanız.""Evet, şimdilik dokunmayın. Sakinleşecektir, kabullenecektir. Acısını çocuğu saracaktır. Daha sakinleştiriciye gerek yoktur,yeterince aldı zaten." dedi doktor, devam etti üzülerek:
"Anne yüreği, kendi acısını kalbine gömecektir, evladı üzülmesin diye."
Cemal Sahil'i annesini koynunda bırakıp odasına dönmüş, kafasını kollarının üzerine koyup gözlerini kapamıştı. Günlerin yorgunluğu, yükü üzerinden atılınca kendisini belli etmiş, ağırlaşmış bedeni, kendini uykuya teslim etmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Cemal bir sevda hikayesi(TAMAMLANDI)
Mystery / ThrillerÖnceleri acılara dayanamadıkları için ağlıyorlardı, şimdi de ağlamadan duramadıkları için. Şimdi sıra geldi "Doktor Cemal'"e Keşfedenlerin dikkatini çeken ve bitirmeden bırakmadığı bir hikaye olduğunu söyleyebilirim. Doktor Cemal iç çatışmalarında...