Doktor Cemal bir sevda hikayesi(TAMAMLANDI)

Bölüm 15

  Aysel Afik beylerden çıktıktan sonra babasına uğradı.  Kapıyı açan hizmetçi kadın Selim Bey'in babasının yanında olduğunu ve rahatsız edilmek istemediklerini söyledi.

"Kim bilir yine ne iş çevriyorlar" diye kendi kendine mırıldanırken yukarıda  bekleyeceğini söyleyip merdivenlerle ikinci kata kalktı. Biraz koltukta oturup oyalansa da dayanamayıp  çalışma odasına yöneldi. Selim Bey'le babasının hararetli konuşmaları kapının dışından duyuluyordu.

"Bak şimdi göreceksin, bize gelecek. Oğlunun bırakılması karşılığında istenen parayı ona ancak biz verebiliriz, zaten üç  kuruşa kurşun atıyor, nereden bulacak o kadar parayı "

"Allah'ın işine bak, yıllardı yaptırmak istediğimizi şimdi kendisi yalvaracak yapalım diye"

Aysel duyduklarına şaşırmış, olduğu yerde kalakalmıştı. Bütün bunlar gerçek olamazdı,  insanların çaresizliğinden faydalanacak kadar düşmüş olamazdı. 

"Neden? Ne sebebe?" diye kendine sorular yağdırırken bunun cevabının ancak Afik Bey'de olduğunu düşündü. Bu düşmanlık her neydirse onların ayrılmasında önemli bir rolü olduğu kesindi. Bunu öğrenmesi lazımdı. Aysel babası ile konuşmaktan  vazgeçip kimseye görünmeden, hızlı hızlı merdiveneri indi, geldiği gibi geri döndü.

 Arabadayken duyduklarını bir daha düşündü. Cemal'in kurtulması için bir şans vardı demek buna sevinmesi gerekirdi, ama Afik Bey'in de istedikleri parayı bulacak gücünün olmadığını ima etmişlerdi. 'Acaba ne kadar? 'diye geçirdi içinden. 

'Onunla konuşmalıyım. Ondan istenen o şey, her neyse yaptırmalarına izin veremem. Bu kadarını Cemal'e borçluyum.  Ona yardım etmeliyim. Evladım için' dedi kendi kendine. Ağzından çıkan son sözlerini biri duyacağından korkmuş gibi etrafına baktı. Bir an önce Afik Bey'le görüşmeliydi.

*****

Eski  bir arkadaşı aracılığıyla muhaliflerden birine ulaşa bilen Afik Bey'e "birisinin Cemal'i ve Anna'yı para karşılığında kaçıra bileceği teklifi yapıldığını ve para hesaba yatırılırsa bunun mümkün olacağını söylediler. Meblağı  duyunca  dünyası başına yıkılan Afik Bey  ne yapacağını bilmeyerek "bir iki saat bekleyin öyle cevap veririm" diye düşünmek için zaman istedi. Bu kadar parayı bulması imkansızdı. Evini satsa bile o  paranın yarısı etmiyordu. Yakınları da kendisi gibi sıradan insanlardı fazlasını bulamazdı. Umudu Sergey'den gelecek olan haberdeydi, ondan da doğru dürüst bilgi alamadı.  Umutsuzca "yerlerini bulursam,  kendim gideceğim, ama söylemiyorlar." dedi.

 "Karşı taraftan haber aldım, eğer istedikleri miktarı verebilirsek, kurtulma şansları varmış"

" Para mı istiyorlar? Ben sordum, hiç bir şeyin yardımı olmayacağını söylediler, bir yanlışlık olmasın."

Afik Bey bu teklifin muhaliflerden geldiğini, onlara bu işte ise örgütün içinden birinin yardım edeceğini söyledi..

"Bu iyi mi, kötü mü bilemedim. Aynı zamanda  tehlikeli olabilir. Yalan söyleye bilirler" diye Sergey endişelenirken, Afik Bey adamın onları  bir şekilde inandırmış olduğunu, acele etmeleri gerektiğini, fetvaları yakın olduğunu söyledi ve 

"yarın geç olabilir en geci yarın  para yatırılmalı"  dedi.

"Ne?"

"Yani öldürülecekler, acele etmemiz lazım. Ama bu kadar parayı nereden bulacağımı bilmiyorum, senin yapabileceğin bir şey var mı?  Adam bir kişi için de iki kişi için de aynı miktarı talep ediyor."

"Durun Afik Bey, bekleyin. Ben size  haber vereceğim.  Bana  bir saat zaman  verin, lütfen ."

Kafede oturup Sergey'in telefonunu bekleyen adam ondan da  bir şey çıkmazsa, yıllardı ondan istedikleri şeyi yapmaktan başka çaresi olmadığının  farkındaydı.