Aysel'in oradan ayrılışıyla üzerinden ağır yük kalkmış gibi hafifledi. Bu da neyin nesiydi. Düne kadar ondan nefret eden o değilmiş gibi tüm nefreti bir anda uçup gitmişti. Az önce yanından ayrılan kadın, yıllar önce gönlünü verdiği kadındı yine. Hislerindeki bu değişikliği fark edince kendine kızdı. Sahil'in varlığını bile unutmuştu. Azarladı kendi kendini.
"Babaymış, iki kelamla hemen unutuverdin olanları." dedi. Kafasını salladı. Denize baktı. Dalgalanıyordu, köpürüyordu yine. Ressam kızı hatırladı.
"Yine orada mı acaba?" diye sordu kendine. Hesabı tabağın altına bırakıp masadan kalktı. Sahilde yürüdü bir hayli. Kayalara doğru ilerledi. Nigar'ın resim yaptığı yere doğru kalktı. O yine oradaydı. Ama bu kez resim yapmıyordu. Öylesine, en yüksekteki kayanın tepesine çıkmış, oradan denizi seyrediyordu.
"Denizi çok seviyoruz galiba?" dedi yaklaşınca.
Kız yüzünü döndü.
"Sen misin? Senin kadar olmasa da evet."
dedi.
"Doğru, ben de seviyorum ama dertlerim, sorunlarım olduğunda hatırlıyorum. Vefasız bir aşığım anlayacağın.
"Ben bilakis, her zaman hatırlıyorum, hatırlamakla kalmıyor, ziyaret de ediyorum arada sırada. Dertlendiğimde de, sevindiğimde de."
"Sen benim gibi vefasız değilsin."
"Deniz benim arkadaşım. Arkadaşlar dertlerini de sevinçlerini de paylaşmasını bilmeliler."
"Benim ne derdimi, ne de sevincimi paylaşacak bir arkadaşım yok."
"Yalnızlığı seviyorsun."
"Yalnızlığı seviyorum. İnsanın en iyi dostu kendisidir"
"Bir de deniz."
Güldü.
"Evet, bir de deniz. Kızsa da, köpürse de deniz. Hep durduğu yerde durar. Kızar, dalgalanır, kendisini taşlara çarpar, sonunda sakinleşir, yine dinler seni. "
"Yeter ki sabırla sakinleşmesini, beklemesini bilesin. Bazen günlerce devam eder kükremesi. Ama sonunda pes eder."
"Pes etmez, yorgun düşer."
"Kenardan öyle görünür, pes etmiş gibi. Affeder ona yapılanları ama unutmaz."
"İnsanlar gibi desene."
"Bazıları gibi. Biliyorsun, affetmeyenler de var. Kinli insanlar kendilerini yiyip bitirirler. Bir yerde okumuştum. 'Kin bir kurttur, yiyip bitirir insanı. Oysa affedersen, iyileşirsin. ' diyordu...Gerçekten de öyledir."
"Ama unutmamak şartıyla. Unutmazsan korumaya almış olursun kendini."
"Öyle, bir daha aynı şeyi yaşamazsın."
"Senin derdin ne peki?"
"Nasıl?"
"Denize söyleyecek ne derdin varsa, söyle, belki birlikte bir çözüm bulabiliriz. Benim denizden geldiğimi unuttun mu yoksa?"
"Unutur muyum?" dedi ve de gülümsedi Cemal.
"Ha şöyle, gülümse. Deniz gülücükleri sever. Güneş hep gülümsüyor diye, her akşam koynunda uyutur, sabah yine teslim eder gökyüzüne."
Cemal hayranlıkla baktı kıza.
"Benim derdimin çözümü var ama ....öğrendiklerinde kimse üzülmesin, kırılmasın istiyorum."
"Doğrular kimseyi kırmaz, incitmez. Sadece birazcık acıtır o kadar. Küçük bir yara gibi. Az geçmez iyileşir, izi bile kalmaz."
"Sana söylesem olanları, hemen iyileşemeyeceğini anlarsın."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Cemal bir sevda hikayesi(TAMAMLANDI)
Misterio / SuspensoÖnceleri acılara dayanamadıkları için ağlıyorlardı, şimdi de ağlamadan duramadıkları için. Şimdi sıra geldi "Doktor Cemal'"e Keşfedenlerin dikkatini çeken ve bitirmeden bırakmadığı bir hikaye olduğunu söyleyebilirim. Doktor Cemal iç çatışmalarında...