5.

40K 2K 1.6K
                                    

Multimedia: Barış Acar
***

Basketbol sahasından içeriye girer girmez beni gören Barış'ın arkadaşlarından bir kısmı kaş göz yaparken, Barış'ın yanında duran Yamaç, direkt Barışı dürtmüş ve arkasındaki beni göstermişti. Önce başını arkaya çevirip omuzunun üstünden bana baktı. Beni görünce sırıtarak arkasını döndü ve bana doğru yürürken aynı zamanda elindeki basketbol topunu arkaya atarak Yamaç'ın tutmasını sağladı.

Havalara gel!

Ben ise o sırada kollarımı kavuşturmuş bir şekilde, çatık kaşlarla ona bakıyordum.

"Oo yer fıstığı. Hangi rüzgar attı seni buraya?" Dedi ukalaca. Bir kere bir altmış beş kızım. Ben kısa değilim ki. O uzun. Bir seksen yedi boy olur mu canım?

"Sus lan, sırık."

Hiç ifademi bozmadan elimdeki telefondan Şerefsiz'in profilindeki numarayı Barış'a, telefonu uzatarak gösterdim.

"Bana bak! Bu numaradan anonim olarak mesaj atan sen misin?"

"Numaraya bakınca, sen mi cenabetsin yoksa o mu karar veremedim. Otuz bir ne?" Dedi dalgaya alarak.

"Barış, ciddi ol!" Diyerek uyardım.

"Bir dakika lan! Jeton yeni düştü. Birisi, hatta bir erkek, sana anonimden mesaj mı atıyor?" Dedi kaşlarını çatıp. Çenesi kasılmıştı, sanırım dişlerini sıkıyordu. Tepkisinden dolayı, şaşkınlıktan ağzım aralandı.

Telefonu elimden alıp ekrana dokunduktan sonra bir kaç saniye ekrana baktı. Sonra da ekranı karartarak hızlı bir şekilde basketbol sahasının çıkışına yöneldi.

Şaşkınlığımı üzerimden atıp peşinden yürümeye başladım. Telefonumu almıştı!

"Barış, nereye?!" Dedim arkasından hızlı bir şekilde yürürken. En sonunda kantine gittiğini fark ettim. İkinci teneffüste, okuldaki çoğu kişi burada oluyordu. Tahmin ettiğim şeyi yapmayacaktı umarım.

Sonunda kantinin kapısından girer girmez bağırmaya başladı.

"Bakın lan buraya!" Diye haykırdığında beline hafif bir yumruk attım.

"Kübra'ya mesaj atan pezevenk her kimse, hemen ortaya çıksın! Eğer ben çıkarırsam kötü olur!" Dedi tehditkar bir sesle.

Kimseden ses çıkmayınca Barış, yumruklarını daha fazla sıkmaya başladı. Bende sinirleniyordum ama!

Bileğinden tutarak onu kantinden geri çıkardım. Bana zorluk çıkarmadan beni takip etti.

Kantinden biraz uzakta olan bir köşeye çektim.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun ya?! Hesap sorma hakkını sana kim veriyor, anam mısın, babam mısın, abim misin?!" Dedim öfkeyle.

"Sen izin versen bir şeyin olurum ama izin vermiyorsun ki?!" Dedi o da. Sonra elini kahverengi saçlarına daldırdı öfkeyle.

"İzin vermem tabii! Yaptığın şerefsizlikten sonra vermem. Berna'yı nasıl utandırdığından haberin var mı?! Resmen kızı herkesin önünde aşağıladın!" Dedim. Bağırmıyordum ama güçlü bir sesle konuşmuştum.

"Bir bok bildiğin yok. Eğer gerçeği bilseydin o gerizekalıyı savunmazdın bana." Dedi ve elimi elinin içine alıp telefonumu elime koydu ve uzaklaşmaya başladı.

Gerçekler derken neyden bahsediyordu ki?

Elimde titreyen telefon birden dikkatimi çekti. Ekrana baktığımda, Şerefsiz'den mesaj vardı. Parmak izini girip mesajı açtım.

Şerefsiz: Göt kafalı. Ahkam kesince her şeyi elde edebileceğini sanıyor bok beyinli.

Şerefsiz: O pezevenke dokunmanı görmezden gelmeye çalışıyorum ama,

Şerefsiz: Nereye götürdün ve ne konuştunuz?

Şerefsiz: Yoksa sevgilim diye bahsettiğin gavat o mu?

Kübra: TABİİ Kİ HAYIR SALAK! Sevgilim falan değil o mal.

Kübra: Hem ne konuştuğumuz seni zerre ilgilendirmez. Ama çok merak ediyorsan söyleyeyim

Kübra: Sadece o hadsize haddini bildirdim!

Kübra: Şimdi rahatladın mı?!

Şerefsiz: Objektif ve adaletli birisi olduğunu sanırdım.

Şerefsiz: Sinirini benden çıkarman hoşuma gitmedi.

Şerefsiz/ Çevrimdışı

Vur vur, sen de vur. Bir sen kalmıştın vurmayan.

Şerefsiz || Anonim (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin