"Barış neden sana ters ters bakıyor?" Dedi Sedef kulağıma yaklaşarak.
"Hesabını kapattırdım ya, ondan." Dedim gülerek.
"Sen var ya çok fenasın." Dedi Gizem de.
Barış çatık kaşlarıyla bana doğru gelmeye başlayınca, bir ceza vaktinin daha geldiğini anladım.
"Gel bakayım sen buraya." Diyerek elimi tutup beni sürüklemeye başladı. Sonumuz yine müzik sınıfıydı.
"Cezanı seç bakalım." Dedi yine.
"Artık korkmuyorum Barış Acar." Diye ukalaca konuştum.
"Ya?" Dedi tek kaşını kaldırarak. Bana yaklaşmaya başladıkça geriliyordum. Tamam sevgili olabilirdik ama hâlâ utanıyordum.
Bir anda telefonu çalmaya başlayınca, bıkkın bir nefes verdi.
Arka cebinden telefonunu çıkarıp arayana baktı.
"Yamaç malı. Ulan eğer önemli değilse ebeni si-" derken, dudağına hızlıca koyduğum buse ile sözünü kestim.
Yüzüne bile bakamıyordum.
"Küfür etme." Dedim.
Telefonun susmasını fırsat bilerek tekrar yaklaştı.
"Tamam, ama bunun için bir öpücük daha alırım."
Bu sefer de tam öpecekken yine telefon çaldı. Burası iyice Yahşi Cazibe'de ki gibi 'dodaktan öp de görek' sahnelerine dönmüştü.
Barış hararetle telefonu açtı.
"Ne var lan ne var?!" Diye bağırdı sinirle. Sonradan yüzünün aldığı komik ifadeden sonra, süt dökmüş kediye dönmüş bir şekilde konuşmuştu.
"Anne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şerefsiz || Anonim (TAMAMLANDI)
Humor☢️YOĞUN ERGENLİK DÖNEMİNDE YAZILMIŞTIR.☢️ 0531...: Pardon? Bir şey soracaktım da. Kübra: Buyur. 0531...: Kalbinize giden yolu tarif edebilir misiniz? Kübra: Yanlış yazdın herhalde kardeş. 0531...: Kardeş deme, lazım olur :q Kübra: Ne? Kübra: Haaa...