"Şaşırdın mı?" Dedi gülüp, iki yanağındaki gamzelerini göstererek.
"Tahmin etmiştim ama, şaşırdım." Dedim.
Bana doğru yürüdü ve dibimde durup ellerini belime sardı. Ve sarıldı. Ama karşılık veremiyordum. Donmuştum adeta. Benden uzaklaşıp gülümsemeye devam etti.
"Garip hayaller biliyorum ama, seninle aynı bardakta farklı pipetlerden bir şeyler içmek istiyordum. Tabii sevgili olunca." Dedi. İyi de, Şerefsiz benim ortak şeylerden hoşlanmadığımı bilmesi gerekirdi.
"Baran, benim en sevdiğim renk ne?" Dedim kaşlarımı çatarak.
"Soru mu bu? Tabiiki siyah. Hep siyeh giyiniyorsun." İşte bu sahteliğin üzerine bir tokat iyi giderdi.
Tokatımı yapıştırıp yana yatan suratını izledim.
Bana bakıp, sakinleşmeye çalıştı.
"Sen ne yaptın?" Dedi.
"Neden yalan söyledin bana? Sen o değilsin! O benim en sevdiğim rengin siyah olmadığını bilirdi!" Diye bağırdım. Sonra da arkamı dönüp çıktım spor salonundan.
Biraz ilerledikten sonra telefonum çalmaya başladı.
Şerefsiz Arıyor...
"Alo?" Dedim açarak.
"Biliyordum," dedi fısıltıyla. "Onun ben olmadığımı anlayacağını biliyordum. Sana aşığım." Dedi ve kapanma sesi. Sen nasıl oluyor da beni duygulandırabiliyorsun?
***
Yine kıyamadım. Neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şerefsiz || Anonim (TAMAMLANDI)
Humor☢️YOĞUN ERGENLİK DÖNEMİNDE YAZILMIŞTIR.☢️ 0531...: Pardon? Bir şey soracaktım da. Kübra: Buyur. 0531...: Kalbinize giden yolu tarif edebilir misiniz? Kübra: Yanlış yazdın herhalde kardeş. 0531...: Kardeş deme, lazım olur :q Kübra: Ne? Kübra: Haaa...