☢️YOĞUN ERGENLİK DÖNEMİNDE YAZILMIŞTIR.☢️
0531...: Pardon? Bir şey soracaktım da.
Kübra: Buyur.
0531...: Kalbinize giden yolu tarif edebilir misiniz?
Kübra: Yanlış yazdın herhalde kardeş.
0531...: Kardeş deme, lazım olur :q
Kübra: Ne?
Kübra: Haaa...
"Sen aç kapıyı ya, misafirim ben." Diyerek ittirdim Gizem'i.
"Ölürsem senin öldürdüğünü sanabilirler, sen git." Dedi o da bana.
Şu an gecenin biriydi ve kapı çalmıştı. Tabiri caizse altımıza sıçıyorduk.
"Bence ikimiz gidelim. İkimiz de suçlanmayız." Diye mantıklı bir açıklama sundum. "Hem birimize bir şey olursa diğerimiz saldırabilir."
"İyi tamam. Hadi." Dedi ve birbirimizden destek alarak ayağa kalktık.
Kapıya giderken, Gizem duvarda asılı olan babasının tüfeğini aldı. Manyak.
Kapıyı hızla açıp dışarıya tekmeler savurdum, gözlerim kapalıyken.
"Kübra, dışarıda kimse yok." Dediğinde tekme atmayı kesip tek gözümü açarak etrafı kontrol ettim. Kimse olmadığını görünce havadaki ayağımı yere indirdim. Başımı yavaşça uzatıp etrafı kontrol ettikten sonra, kapının önündeki yerde duran iki kutuyu gördüm.
Eğilip tam açacağım sırada, "Ya içinde bomba varsa" diye sordu Gizem.
"En fazla ölürüz." Diyerek bir tanesinin kapağını açtım. İçinde bir ayakkabı kutusu ve bir hediye paketi vardı. Poşetin üzerinde ise bir not.
Soner'in doğum günü partisine gideceğinizi duydum. Partide bunları giy lütfen. :)
Şerefsiz-
"Aptal." Dedim gülerek.
İçeriye geçip kapıyı kapattıktan sonra, Gizem'in odasında kıyafetleri kontrol etmeye başladık. Gizem'e de almıştı. Telefonumu çıkarıp mesaj attım.
Kübra: Teşekkürler 😊
İkimize de birer kazak elbise yollamıştı. Beimki lacivertken, Gizem'inki turuncuydu. Gizemin altına krem renginde, kalın bir kilotlu çorap vardı. Bende ise siyah. Ayakkabı olarak da, bende siyah, kalın topuklu bot vardı. Gizem'de de aynısından vardı bu sefer. İkisinin yanına, demirden yapılmış kedi kulaklı siyah bir taç vardı.
"Siktir et Barış'ı, benim eniştem Şerefsiz." Diyerek sırıttı Gizem.
