BÖLÜM-2 🇹🇷⠀ ོ-Güncellendi-

18K 713 69
                                    

Önceki bölümden:

Üzerinden hala korkuyu atlatamayan kadın titreyen sesiyle:

"Bakın bir öğretmen hanım daha var ve bir kaç öğrencimiz ellerinde. Bu civarlarda bir kamp daha var ne olur kurtarın onları. Aralarında öğretme..."

Bir silah sesi yankılandığında hepimiz irkildik. Ardından genç kadının tam kalbinden kanın akması bir oldu.Hızla arkamda yerde yaralı duran haini tam alnından vurdum. Genç öğretmenin bedeni üzerime usulca yıkıldı ...

**********************************

Kollarımın arasındaki kadınla beraber diz çöktüm. Bedeninden boşalan bütün kan üzerinde belli oluyordu. Kadının elini tutup kanayan yarasına bastırdım.

"Sakin ol hiç bişey olmadı. Sakin ol."

Bana bakarken yüzünü bedenime çevirip bir anda kan püskürdü kucağıma. Kesik kesik öksürürken konuşmak için zorluyordu kendini :

"Ölmek. İstemiyorum..."

Gözlerinden yaşlar süzüldü genç öğretmenin. Tarık ve Yusuf koşarak geldi yanımıza.

"Komutanım ambulans çağıralım."

"... "

Aklım durmuştu resmen. Sanki ölen kişi benmişim gibi kulaklarımda bir çınlama duyuyordum. Benden ses çıkmayınca Tarık aceleyle Yusuf'a:

"Ara oğlum ara!"

Kucağımda kesik kesik nefes alan kadına bakakaldım sadece. Dolu dolu kan geliyordu ağzından. Ölmek istemiyordu...

"Eşhedü. Enla...İlahe illallah."

Telaşla yüzünü hafifçe düzelttim.

"Hayır. Hayır yaşayacaksın!"

Oluk oluk yaşlar dökülürken gözlerinden kendini zorlayarak sıktı eldivenli bileğimi. Kırık ve zorla çıkıyordu sesi.

"Ve. Eşhedü enla Muhammeden. Abduhu ve rasulüh..."

Son cümlesiyle beraber verdi son nefesini kadın. Bileğimi sıkan kalem tutmuş parmakları mürekkep yerine bugün kana bulanmıştı. Bir can daha yanmıştı. Bir eve ateş çoktan düşmüştü. Kucağımda öylece duran genç öğretmenin açık kalan gözlerini yavaşça kapattım.

"Hesabı sorulacaktır bacım... Kanın yerde kalmayacak..."

Ciğerlerimi yakan havayı solumak bile istemiyordum sanki. Kucağımda gözlerini hayata yuman bir insanla birlikte bir kez daha öldüm.
Tarıkla Yusuf çekmeyen telefonla uğraşırken seslendim:

"Tarık."

Telefonu kulağından çekip yanıma geldi.

"Emredin komutanım."

"Uğraşma. O. Şehadete erdi..."

Telefonu sıkıntıyla soktu cebine Tarık.

Kucağımda kanlar içinde duran kadına bakıp derin bir iç çekerek konuştu:

"Komutanım..."

Cümlesini tamamlamasına izin vermeden devam ettim

"Hadi götürelim. Birlikten hastahaneye sevk ederiz."

Yakınlarda biraz dolaşıp iki uzun hafif kalınlıktaki dalları bir araya getirip sedye yaptık.Araca ulaşana dek idare ederdi bizi. Şehit olan öğretmeni yatırıp üzerini örttükten sonra yürümeye başladık. Diğer kızları Salih ve Ömer önden götürüyordu. Daha şehit olduğunu bilmiyorlardı öğretmenlerinin.

Kara Kartal🇹🇷⠀ ོHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin