BÖLÜM-49 🇹🇷 ⠀ ོ

3K 229 67
                                    

Arkadaşlar bu bölümde "şiddet içerikli +18" var etkilenenler haberiniz olsun. :)

Önceki bölümden

"Şimdi şu içerde senelerce peşinde sağ kolu olduğum, salak gibi beni çakamayan itin ipini çekme zamanı geldi."

Elindekini bana gösterip gülümserken  gözlerim çetin itinin bulunduğu ahıra yöneldi. Yüzümüzde oluşan intikam tebessümü düşündüklerimizi dışa vuruyordu.

Ağır adımlarla ahıra giderken Börü'yü az çok bilen Tarık'a onu tanıttım.

Börü:

"Yeni timde de ne ensesi kalın bozkurtlar var Fırat. Tıpkı kalkan timindeki gibi."

Yüzümüzde eski dostlarımızı anmanın verdiği bir burukluk oluşurken içeri girdik.

Çetin'i bizimkiler sandalyeye oturtmuştu. Beni görür görmez dikeldi. Gözleri Börü'yü bulduğunda öfke ve şaşkınlık karışık sesiyle:

"Hain! Demek ihanet ettin bana!"

Salih, Ömer,Yusuf ve Yiğit şaşkınca Börü'ye baktılar. Ömer:

"Komutanım arkadaş kim?"

"Hançerli,karşınızdaki adam Börü. Benim eski timdeki sağ kolum. Dostum, kandaşım..."

Hepsi hala soru dolu kafayla bize bakıyorlardı.

"Onu saldırıda şehit oldu sanmıştım. Ama yaşıyormuş. Ajan olarak içlerine sızmış üç yıldır bu köpeklerin peşindeymiş."

Hepsi gurur duyarcasına baktı Börü'ye. O sırada Çetin Börü'ye doğru tükürdü. Çıra gibi yanan adam öfkeyle ona saldırdı. Çetin'in uzunca saçlarını kavrayıp geriye çekti.

"Lan itin doğurduğu!"

"..."

"Yıllardır bu anı bekledim köpek! Sana düşmanca bakmayı!"

Belindeki keskin bıçağı âniden çıkartıp gülümseyerek:

"Seni deşmeyi..."

Çetin viyaklamaya çoktan başlamıştı bile. Belliki Börü onu iyi korkuttu.

"Gomutan. Gomutan sizin devletiniz bizimki..."

"Kes lan! Ne senin devletin! Nerede?"

Börü elindeki bıçağı Çetin'in boynunda gezdirirken ben rahat bir edayla:

"Yusuf ve Ömer siz kapıda bekleyin"

Çetin ezik sesiyle konuştu:

"Gomutan dinle bizim devletimiz..."

"Lan dağ sıçanı! Sizin bir devletiniz yok! Duydunmu? Çaputçusunuz siz! Sizin o bayrak dediğiniz bir bez parçası bile değil!"

Sesim kükrercesine kabarmıştı. Bu yersiz yurtsuz köpekler kendilerine devlet millet diyerek bu şekilde kabul olunmaya çalışıyordu. Fiilen olmasını geçin sözde bile devlet olarak anılamazlar! Börü elindekini çetine gösterip.

"Bak şu düğmeleri olan kumandaya."

Yediği yumrukların akıttığı kanların bulaştığı çenesini tuttu Börü. Ve delicesine kükredi:

"Bak laaaan!"

Çetin dediğini yaptığında:

"Şu gördüğün uzaktan kumandalı bebek. Tuşuna bastığım anda senin sıçan sürülerini..."

Çetin ne olduğunu az çok kestirmişti yerinde kıpırdanarak:

"Hayır hayır."

Börü ellerini aniden açıp:

Kara Kartal🇹🇷⠀ ོHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin