Bölüm müziğimiz: Derya Bedavacı- Ama Geçecek
Önceki bölümden:
Çetin denen haini geberttiğim gün seninde hayatından çıkacağım. Bu yolda çok şey kaybettim. Seni kaybetmek istemiyorum. Benim dün karşı karşıya kaldığımı tehlike sıradan değil. Hâlâ beynimde Çetin denen itin söyledikleri yankılanıyordu. Nazlı'ya ve Ahsen'e zarar gelirse mahfolurum.
Abisini gebertmiş olsam bile esas düşmanım hâlâ yaşıyordu. Onun artık en son hedefi benim.
Evin dış kapısını örttüm sessizce.
Tarık ta gelmişti zaten. Arabaya bindiğimde gözleri bir kişiyi daha arıyordu. Geriye yaslanıp gözlerimi yola dikerek konuştum:
"O gelmeyecek."
Ahsen'den
Sabah uyandım elim âniden yatağa kaydı. Fırat yoktu. Ayaklanıp telaşla diğer odalara baktım. Gitmiş miydi?
Gözlerim dolarken parmaklarımı dudaklarıma bastırıp:
"Hemde beni bırakıp."
Elim alnıma kaydığında sabır diledim Rabbimden.
"Neden böylesin Fırat?"
İçim içimi yerken birden Nazlı geldi aklıma. Çar çabuk hazırlanıp yola çıktım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Koşar adım girdim birliğe. Buradaki askerler beni tanıyordu artık. İçeri girerken de bir şey demiyorlardı artık.
Alel acele kendimi binadan içeri attım. İlk defa buraya girmiştim. Kapıdan içeride geniş bir alan vardı ve yukarı çıkan merdivenler...
Ayak seslerim tok bir şekilde yankılanırken Fırat'ı gördüm. Daha önce Celal komutan diye bildiğim adam yanındaydı. İki merdivenlerde bir şeyler konuşarak inerken Fırat'la göz göze geldik. Komutanı da beni görmüştü.Fırat'ı görünce şaşırmıştım doğrusu. Bu adam dün akşam ölü gibiydi. Sanki o kamuflajı giydiğinde dağ üstüne dağ giyiniyordu.
Fırat yanındaki adama izin alırcasına bir şeyler söyledikten sonra gayet dik ve hızlı adımlarla bana doğru geldi. Yüzündeki morluklar dün gece bu kadar belirgin değildi. Patlayan kaşı daha bir şişmiş dudağının kenarındaki yarada aynı şekilde hafif şişmiş aşırı morarmıştı.'Canı hiç yanmıyor mu?"
Keyifsiz bir hâli vardı. Hafifçe kolumu kavrayıp beni dışarı çıkardı. Yüz yüze geldiğimizde öylece bakıyordu bana. 'Neden bırakmıştı beni?' Şuan neden buradayım onu bile sormuyor.
' Boğazımda düğüm düğüm olan ne çok şey var Fırat dinmez. Seni tanıyalı ne çok şeyi yutuyor boğuluyorum...'
Siyah gözlerine bakmaktı maksat. Gönlüm sus desede dilim konuştu:
"Nazlı nerede?"
Dışarıdan dipdiri duran bu adamın sesi hiçte güçlü değildi. Sanırım ağzı aşırı derecede kötü olduğu için tam konuşamıyordu.
"Bizim timin yanında."
Başka bir şey daha söylememişti. Çok uzak davranıyordu bana.
O bana böyle soğuk soğuk etrafa kaçışan gözlerle baktıkça ben paramparça oluyorum.
Rahatsız olmuş gibi başka yerlere bakarak önümden çekilip içeriye girecekken bileğinden kavradım. Bileğindeki saat elimin altında yavaşça tık tık atarken sanki o zayıf sesler benim kalbimden geliyor gibi hissediyordum. Elimi yüzüne yaklaştırıp dudağındaki yarasına hafifçe dokundum. Bana hâlâ donuk donuk bakıyorken:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kartal🇹🇷⠀ ོ
Teen FictionSevme kızım beni. 'Ben askerim' toz toprak kokarım. Elini uzatsan silah gibi tutarım. Benim gözlerime bakma sana düşman gibi bakarım. Ben uyku nedir bilmem geceleri nöbet tutarım,gece gelme bana parola ister sorarım.Ben disko,dans bilmem yürüyüş kar...