BÖLÜM-47

2.8K 212 39
                                    

Önceki bölümden:

"Kapıya kadar sürükledi kızı. Dur yapma dedim Fırat. Beni vuracaktı Ahsen adamın elindeki silahı kendine çevirdi. Patladı silah. Öylece dondum kaldım oğlum."

Adam giderken bir el daha ateş etti. Anlaşılan ne kendine ne sana bırakmadı Ahsen'i. Bahsettiğin Çetin denen haindi oğlum.

Ahsen sendeleyip düşerken tuttum onu. Sen gelmeden önce son son Kelime-i şehadet getirdi. Sonra bir kaç şey söyledi.

"Seni çok sevdiğini, onu affetmeni. Ölürsem Nazlı'yı asla bırakmasın dedi oğlum."

Yumruklarımı duvarlara geçirmemek için zor tutuyordum kendimi. Gözlerim kararmıştı öfkeden.  O şuan ölümle pençeleşirken benim bir şey yapamayıp sadece beklemem...

Telefonum bugün benim lehime çalışıyordu. Gözlerimi kapatıp sabır dileyerek açtım telefonu.

"Fırat acil gelmen lazım."

"Emredersiniz komutanım."

Anneme şuan hastahanede yaşayacak mı ölecek mi belli olmayan eşimi bırakıp birliğe yol aldım.

"Görev,emir her şeyden önce gelir Fırat dinmez."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Tarık bir hareketlenme varmı?"

"Hayır,yok komutanım."

Mevziden çekilip sırtımı baraka evin duvarına yasladım. Aklım hâlâ Ahsen'deydi. Hele kızımın korkusu. Birliğe geldiğimde hüngür hüngür ağlıyordu. Kimse susturamamış. Beni görünce sıkıca sarılıp bir nebze olsun durdurmuştu ağlayışını ipek saçlı, güzel kokulum.

"Ahhh..."

Tarık telsizden iç çekişimi duymuş olmalı.

"Komutanım?"

Elimde güçsüzce tuttuğum telsizi kendime yaklaştırdım.

"Söyle Fırat."

"Ahsen yenge iyimi?"

Bütün tim bu telsiz konuşmamızı duyduğu için Yiğit barakanın diğer yanındaki odaya kurduğu mevzisinden kalkıp yanıma geldi.

Oturduğum yerde sinirle toparlanırken oldukça sessiz olmaya çalışarak dişlerimin arasından:

"Oğlum,yerine dön!"

"Komutanım o kız deli gibi ağlıyordu yavrucak. Ahsen yengeye noldu komutanım. Siz de zaten kötüsünüz. Bir şey var."

Yiğit'in gözünün içine içine bakıp:

"En son ameliyathanede ölümle beraberdi Yiğit, ne oldu bilmiyorum."

Yiğit delice bir şaşkınlık içindeydi. Bana tuhaf tuhaf bakarken:

"Ko.komutanım."

"..."

"Şaka filan herhalde. Yani yenge..."

Soğuk kanlı tavrımdan ödün vermeden derince bir nefes alıp konuştum.

"Yiğit,mevzine geç."

Yiğit yerine geçtikten sonra Tarık telsizden:

"Sağ olun komutanım. Hep örnek aldığım biri olarak kalacaksınız."

İçimden şuan bulunduğum barakayı yakıp kül edecek bir şekilde bekleyen yangını tutuyordum. Operasyon sonu nasıl götürürler beni bilemem ama. Bir komutan olarak ilk görevim buradaki adamları sağ götürmek. Bu yüzden moralim her şeyim yerinde olmalı. Öyle olmasa bile.

Kara Kartal🇹🇷⠀ ོHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin