BÖLÜM-44 🇹🇷 ⠀ ོ

2.9K 217 47
                                    

Önceki bölümden

"Ahsen..."

Ardımı döndüğümde birden irkildim.
Gelen kişi annemdi. Hiç haberdar bile etmemişti beni buraya geleceğim diye. Oda bana benim gibi şaşkınca bakarken konuştum:

"Ana?"

"Oğlummmm"

Bana birden sarılıp ağlamaya başladı. Bende özlemiştim.

"Çok özledim Fırat'ım seni!"

"Anam haber verseydin önceden bana."

"Kötü mü ettim oğul geldim işte."

"İyi ettin anacım..."

İç seslerim içimden anneme sitemleri yağdırıyordu'

İyi ettinde anam hiç yerimiydi gelmenin. Onca çakalın içinde ben sana nasıl kalkan olayım. Eğer bilse birliğe saldırı olduğunu o patlamada ne hâle geldiğimizi beni buradan götürmeye bile kalkardı deli kadın. Allah'tan tek gelmemiş kardeşim de elindeki vazlizlerle bize doğru yaklaşıyordu.

Koşup valizleri aldım elinden. Beni görünce yüzünde açan gülücükler yerini göz yaşına bıraktı.

"Ağlama kardelenim."

"Abim çok özledim seni. Babamda gelmek istedi. Ama yol bana ağır gelir dedi."

*Hmm. Anladım bir tanem."

Bana öyle boncuk gözleriyle bakarken özlemle:

"Gel bir daha sarılayım bir tanem."

Sıkıca sarıldım ona. Her ne kadar buraya gelmeleri tehlikeli olsada özlemiştim onları.

Bir anda aklıma Nazlı'nın odası geldi. Eğer annem içeriyi o şekilde görürse her şey ortaya çıkar. Annem bir yandan hızlı hızlı lojmana giderken'

"Anacım!"

Bir anda yükselen sesime şaşırırken bana baktı.

"Ay oğul ne bağırıyorsun korktum evlâdım."

"Özür dilerim annem. Sizin için diğer lojman boş hem fazla dağınık içerisi."

Annem bana doğru gelirken:

"Aaa oğlum olurmu dağınık diye içeriye girmemek ben senin annenim Fırat'ım. Kaç yaşına kadar ben baktım sana yine bakarım aslan oğlummm."

Yanaklarım annemin şu sıkma huyu yüzünden artık kopacaktı.Yanaklarımı çekistirirken:

"Annem..."

En sonunda beni bırakınca benim lojmanın yanındakine aldım. İçerisi boş olsada temizdi.

Mutfak hariç diğer odalar kullanıma açıktı. Yemek ihtiyaçlarını bizim yemekhaneden karşılarlarsa sorun olmaz. Ama benim lojmanıma gorerlerse...

"Annem beni tek kalemde siler."

"Oğlum. Ne yapıyorsun valizlerin başında dalmışsın öyle."

Hemen kendimi toparlayıp:

"Anacım benim bir kaç işim var. Akşam gelmezsem yemekhaneye geçin ben size görevli arkadaşlardan birisini yollarım."

"Tamam evladım sen görevinin başına git biz seni tutmayalım."

Sıkıntıyla çıktım dışarı. Ben bu kadına her şeyi nasıl açıklayacağım. Benim yüzümden ağlamayacak mı? Göz yaşı dökecek...

Beni asla affetmeyecek annem. En yakın zamanda geri dönmesi lazım hemde hiç bir şeyi öğrenmeden. Yada ben ona usulünce alıştıra alıştıra söylemek zorundayım.

Kara Kartal🇹🇷⠀ ོHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin