İçimde oluşan burukluk beni yerken gözlerimden birer damla yaş döküldü ayaklarımın ucuna. Ânın verdiği hissiyatla duygulanmıştım. Dilim zar zor iki cümle doladı kendine.
"Şehitmi olacaksın Fırat,bu nasıl bir gidiş?"
Fırat'tan:
Ağır ağır lojmandan birliğe doğru yürürken geri dönmek geldi içimden. Kokusunu ilk ve son kez içime hapsettiğim kadına onu sevdiğimi söylemeden gidiyorum şimdi. Omzumda otuz kırk kilo yük olsa böyle yanmaz canım. Kalbime düğüm attım bugün. Belki dönüşüm olmayacak Ahsen. Sen karacadağ olarak kalacaksın belkide...
Derin bir nefes alarak gözlerimin gördüğü en uzak mesafeye sabitlendim. Sonra kendi kendime söylendim:
"Ben o yüzüğü sana öyle takmak istemedim kadın. Keşke susup bir kerede gözlerimin içine baksaydın..."
Senden uzaklaşmamın sebebi de. Biliyorum farkındasın her şeyin. Ölümü sırtında taşıyan bu adama karşı boş olmadığını da biliyorum. Aldığım nefes sen olduktan sonra ölüm ne der bana.
Aslında operasyon yok. Her zaman yaptığım gibi kendim çıkıyorum gece. Dönüşüm olmayacakmış gibi hissediyorum. Olsun. İçimdeki senle ölmekte güzel be Ahsen.
Cebimdeki kağıdı sıktım sıkıca. Dalgın dalgın yürüdüm Celal komutanın yanına. Çetin akmaz ile ilgili halletmemiz gereken şeyler vardı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Ahsen'denO gittikten sonra gözüme gram uyku girmedi. Dönüp durdum ortalıkta. İçim içimi yiyor bir yandan. Koridorda dönerken ayakkabılarıma kaydı gözüm.
"Bir koşu gidip baksam belki birliğin önündedir."
Hızla üzerime bir şeyler giydim. Koşar adım geldim birliğin önüne. Merdivenlere doğru ilerleyip binanın tam önünde durdum. Acaba kızarmı yine beni görürse?
Adım atıp atmamakta tereddütte kalırken bir el aniden tuttu beni. Fırat sanmış olsamda o değildi. Karanlıkta az çok seçebildiğim yüz bugün Nazlı'yı tutan Tarık'a aitti. İçim ürpermişti. Fırat gibi keskin yüz hatlarına sahip bu adam gece karanlığında daha bı korkutucu gelmişti bana. Soğuk bir sesle sordu hemen:
"Ne işiniz var burada?"
Biraz kuşkulu ve biraz da şaşırmış olsada asıl şaşkın olan bendim. Tarık'ta timde olduğuna göre neden göreve gitmedi? Gerçekten operasyon yokmu? Fırat nereye gitti peki?
Düşüncelerimden sıyrılıp Tarık'a sordum:
"Bir dakika. Siz bu gece operasyona çıkmadınız mı?"
Bana tuhaf tuhaf bakarken:
"Nasıl yani?"
İçime endişe de doluyordu bir yandan.
"Dağa çıkmayacakmıydınız?"
"Size operasyonel bilgi veremem. Kusura bakmayın. Ve lütfen lojmana geri dönün. "
İçim parça parça oldu bunu anlayınca. Bana yalan söyledi... Operasyon diye bir şey yok.
Tarık'ın yanından hızla uzaklaşırken söylendim kendi kendime:
"Seni affetmeyeceğim Fırat. Bunun hesabını soracağım sana!"
Bu sefer sinirden ağlıyordum. Koşar adım lojmana geri döndüm. Daha önce bir iki kez gecenin bir yarısı dışarı çıktığında görevdir filan diye umursamıyordum. Ama bu seferki başkaydı. Nasıl oynar benimle,duygularımla?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kartal🇹🇷⠀ ོ
Teen FictionSevme kızım beni. 'Ben askerim' toz toprak kokarım. Elini uzatsan silah gibi tutarım. Benim gözlerime bakma sana düşman gibi bakarım. Ben uyku nedir bilmem geceleri nöbet tutarım,gece gelme bana parola ister sorarım.Ben disko,dans bilmem yürüyüş kar...